Orta hasarlı binaların yıkılmasıyla ile ilgili biz haber yapmaktan ve köşelerimizde yazmaktan bıktık.Ama konunun muhatabı belediye başkanları onca haber ve köşe yazısını okumaktan bıkıp usanmadı.Bu kadar vurdumduymazlık böylesine aymazlık karşısında daha
Orta hasarlı binaların yıkılmasıyla ile ilgili biz haber yapmaktan ve köşelerimizde yazmaktan bıktık.
Ama konunun muhatabı belediye başkanları onca haber ve köşe yazısını okumaktan bıkıp usanmadı.
Bu kadar vurdumduymazlık böylesine aymazlık karşısında daha nasıl haber yapıp ne yazalım anlamadım gitti…
Bu ilin Valisi ki, Sakarya’da ki bütün devlet kuruluşlarının belediye başkanlarının mülki idari amiridir “gereğini” yapın diyor.
Yetmiyor, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı ki sınırları dahilindeki bütün belediye başkanlarının başıdır o da “yıkın” talimatı veriyor.
Sonuç? Sonuç ortada. Malum belediye başkanları “oy kaybı” düşüncesiyle kılını kıpırdatmak istemiyor.
Ayıp desem kuldan utanmıyorsunuz, günah desem Allahtan korkmuyorsunuz, göreviniz desem eh kanundan da korkmadığınız ortada.
Yahu siz ne siniz Allah Aşkına? Bu kadar insanın vebalini üstlenmek doğrusu kelimelerle ifade edilecek gibi değil.
Biliyorum ki Sakarya Valisi Mustafa Büyük’ün elinde araç gerek olsa bir gün durmaz bu binaları yerle bir eder.
Onunla da yetinmez hasarlı binaların içine sorumlu belediye başkanlarını koyar orta hasarlıları öyle yerle bir eder.
Yine aynı şekilde Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu yıkım konusunda yetki karmaşası yaşanacağını bilmese size “yıkın” demez.
Alır ekibini geçer dozerin başına “oykaybıy mış, moykaybıy mış” dinlemez yıkılması gereken binaları yıkar.
Hatta hazır başlamışken hızını alamayıp sorumlu belediyelerin belediye binalarını da ezer geçer…
Yahu bu kadar laftan sonra belki yüzünüz kızarırda artık bir-iki hasarlı bina yıkarsınız diyeceğim ama hiç umudum yok.
İşin sorumluları yine “üç maymunu” oynayıp yapılacak “yerel seçimlerde” tekrar “seçilir miyiz” diye hesap yapacak.
Tabi bizde bu arada “yıkın şu orta hasarlıları” diye yazmaya çizmeye ve haber yapmaya devam edeceğiz.
Her zaman olduğu gibi işin sorumluları da yine görevlerini yerine getirmekten ısrarla kaçacak.
Sakarya’da halen yıkılamayan 322 orta hasarlı binalarda insanlar çoluğuyla çocuğuyla oturmaya devam edecek.
Allah Korusun olası bir depremde onlar beklide hayatlarını kaybedecek ama işin sorumluları seçim kazanacak.
Sizin bu yaptığınıza “orta hasar zulmü” denir. Bu “zulümde” sizi “oy kaybı” endişesi yaşadığınız o “sandığa” gömmeye yeter. Dediydi dersiniz…
Next