Hani denir ya.
Türkiye nüfusunun % 99'u Müslüman.
Bu sözü her duyduğumda, beni gülme krizi tutar.
Neye göre ülke nüfusunun % 99'u Müslüman?
Elinizde ki kriter nedir?
Ülke nüfusunun şu kadarı sağ görüşlü.
Şu kadarı sol görüşlü.
Şu kadarı milliyetçi.
Şu kadarı liberal dendiğinde anlarız ki,
bu konuda yapılmış bilimsel ve istatistiki çalışmalar var. 
Açıklama bu verilere dayanılarak yapılır. 
Peki, Müslüman oranını verirken, aynı çalışma yapılmış da onun sonuçları mı açıklanıyor?
Yoksa, vatandaşın nüfus cüzdanına zorla yazdığınız "Müslüman" ibaresini mi kriter alıyorsunuz?
Eğer kriteriniz bu ise, ben gülme krizlerine devam edeceğim demektir.
90 yıllık Cumhuriyet tarihinde, Kemalist siyasi rejim, beklentilerin hayli üzerinde ateist bir nesil yetiştirilmesine vesile olmuştur.
Bu insanların dinle, diyanetle hiç bir ilgileri yoktur.
Bu insanlar düpedüz ateisttir.
Batıda bildiğimiz ateistlerden de değildir bunlar.
Batıda ki ateistler, dine, dindara son derece saygılıdırlar.
Sadece kendileri ateisttir, o kadar.
Kimsenin inancına karışmazlar.
Saygısızlık da yapmazlar.
Bizde ki ateistler, aynı zamanda müthiş bir din ve dindar düşmanıdırlar.
Hem dine düşmandırlar, hem de dindara düşmandırlar.
Bizimkiler çok farklı.
Bu güruhun hiç biri demokrat değildir.
Din düşmanlığını solculuk ve Kemalistlik sanırlar.
Solculukla da uzaktan, yakından ilgileri yoktur.
Klasik solculukta ki evrensellik, demokratlık, hoşgörü, inançlara saygı bunlarda asla yoktur.
Bu gelenek sadece Cumhuriyet dönemi ile de sınırlı değildir.
Kökü ta Jön Türklere dayanır.
Din ve mukaddesat düşmanlığının geçmişi oralara kadar dayanır.
Mustafa Kemal de bu akımdan etkilenmiş bir askeri bürokrattır.
İşte, ODTÜ'deki mescit krizinin temel nedeni budur.
ODTÜ'de sıkıntı nedir?.
ODTÜ, Anadolu'da ki bir ilçe nüfusunun 6-7 kat büyüklüğünde bir yerleşkedir.
Orada bir mescit ya da cami varmış.
Yetmediğini düşünen bir kısım öğrenci, Rektörlüğe müracaat ederek, Hazırlık sınıflarının olduğu bölgede yeni bir mescit yapılmasını istemişler. İsteyebilirler.
Demokrasi var. 
Din ve vicdan özgürlüğü var.
Hayır; ODTÜ'de yok.
ODTÜ'de bir grup hoca ile, yine bir grup öğrenciye yeni mescit inşaatı batmış.
İnşaat durdurulduğu gibi, mevcut mescide de bazı kısıtlamalar getirilmiş.
Öğrenciler de buna tepki göstermiş.
Hadise özetiyle bu.
Halihazırda ODTÜ'de öğrencilik yapan gençler, ODTÜ'nün geçmişini bilmezler.
Ben iyi bilirim.
1970'li yıllarda ben Ankara'da Hacettepe Üniversitesinde öğrenciydim.
ODTÜ'yü o yıllarda çok iyi bilirim.
Hani PKK, Güney Doğu'da bazı ilçelerde kurtarılmış bölgeler ilan ederek, Özyönetim ilan ediyor ya.
O Özyönetim, bundan 40-45 yıl önce ODTÜ'de çoktan kurulmuştu.
O yıllar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ODTÜ'ye giremiyordu.
Komün düzeni ODTÜ'de resmen kurulmuştu.
Yargılamayı dahi, Kampüs içinde kurulan Halk Mahkemeleri yapıyordu.
Ben o mahkemelerde bizzat yargılandım.
Bir arkadaşımı ziyarete gittiğimde, resmen yargılandım ve tanıklarım sayesinde serbest bırakıldım.
Gerçek siyasal düşüncem bilinseydi, resmen infaz edilecektim.
İlginçtir, o yıllar.
Bir dönem de ODTÜ Rektörü merhum Erdal İnönü idi.
Ankara’da, Siyasal Bilgiler ve Hukuk Fakültesi yerleşkesi ayrı bir komün, ODTÜ'de ayrı bir komün vardı.
ODTÜ komünün başında Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Siyasal-Hukuk komünün başında da muhtemelen Abdullah Öcalan ve arkadaşları vardı.
Türkiye'de Devleti yıkma konusunda Türk komünistlerle, Kürt komünistler ortak hareket ediyorlardı.
Aralarından su dahi sızmıyordu.
Şimdi de öyle değil mi?
Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder, Levent Kızıl gibi Türk komünistlerin PKK içinde işleri başka niye ola ki?
Yıl 1977.
Süleyman Demirel Başbakan.
Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş Başbakan Yardımcısı.
Hükümet, Prof. Dr. Hasan Tan'ı ODTÜ'ye Rektör olarak atadı.
ODTÜ ayağa kalktı.
Öğretim üyesi, öğrenci beraberce ayaklandı.
Prof. Dr. Hasan Tan, her gün tam bir tabur askerle ODTÜ'ye girebiliyor.
Güvenliği sağlamaya jandarma, polis yetmiyor.
Sonunda hükümet pes etti.
Hasan Tan, geri çekildi.
Yani; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin gücü, ODTÜ'ye Rektör atamaya yetmemişti.
1980 darbesine kadar ODTÜ kurtarılmış bölge olmaya devam etti.
O yıllar ODTÜ'de "ALLAH" demek ha!
Diyenin cesedini dahi bulamazdınız.
Şimdi bir tane mescit varmış.
İkincisi isteniyormuş.
Gençler!
Sizler o mescide gözünüz gibi bakın.
Bir de ne yapın biliyor musunuz?
Şu uzun adama da gözünüz gibi sahip çıkın.
Yoksa, o ilk mescidi de sırtınıza yükleyip, gönderirler sizi.(İzzet Dönmez)
Sağlıcakla kalın…