Bugün 31 Aralık. Yani senenin son günü! Yarın miladi takvime göre 2016’ya yani yeni bir yıla başlayacağız.

Bizim için 31 Aralığın anlamı bu. Diğer sıradan günlerden hiç farkı yok. Aksine diğer günlere nazaran daha sıkıcı!

Bari normal zamanda nadirde olsa televizyonlarda izleyecek bir şey bulabiliyorken bu gece izleyecek bir şey olacağını da sanmıyorum…

Bu arada 31 Aralık akşamı bir takım programları olanlar için her türlü tedbirin alındığını da söyleyebiliriz.

Sakarya Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi bu anlamda ciddi tedbirler alarak vatandaşın 2016’ya huzur içinde girmesi için elinden geleni yapacak.

En ufak bir aksama olmaması için başta emniyet olmak üzere bütün ekipler “teyakkuz” halinde olacak…

Neyse ki eskiden olduğu gibi 31 Aralık akşamı alınacak tedbirler arasında “alkolü” fazla kaçıranlar ile ilgili bir uygulama bulunmuyor.

Neydi o öyle eskiden, sabaha kadar “alkol” limitini zorla, sonra “komaya” gir, ardından da“alo sarhoşum beni eve bırakın”diye telefon aç.

Devlettin polisi deişi gücü bırakıp, sabaha kadarevlere “sarhoş” taşıyıp dursun.Neyse ki yerinde bir kararla bu uygulamaya son verildi de bu “kepazelik” bitti…

Öte yandan, büyük illerde 31 Aralık akşamı ile ilgili yapılan hazırlıklar artık “çılgınlık” boyutuna ulaştı.

Büyükşehirlerdeki bazı belediyelerin yaptıkları masraflar adeta dudak uçuklatacak miktarlara varıyor.

Yapılan bir gecelik masraf neredeyse birçok küçük ilçenin yıllık bütçelerini aştı. Sırf merakımdan soruyorum; bu kadar “israfa”gerek var mı…?

Kimse kimsenin eğlencesine,yediğine, içtiğine, yaptığı masrafa karışmıyor ama doğuda güvenlik güçlerimiz bu vatan için canlarını ortaya koyarken biraz “ayıp” oluyor.

İnsanlar savaştan kaçıp açlıkla, sefaletle, canıyla uğraşırken 31 Aralık akşamı eğlencelerini abartmak gerçekten hoş olmuyor.

Etrafımızda ve ülkemizde olan bitene bu kadar “duyarsız” kalıp vur patlasın çal oynasın eğlenmek “vicdan” sahibi olana yakışmıyor…

Olsun siz yine bildiğiniz gibi yapın. Yiyin, için, eğlenin. Biz sizin yerinize de doğuda görev yapan güvenlik güçlerimizin yanında oluruz.

Evini, barkını, ailelerini, ülkelerini terk edip aç susuz bir “ümit” uğruna Ege’de kıyıya vuran küçük çocukların yasını tutarız.

Bu gece “herkes kendi âleminde”olsa da biz sizin içinde üzülürüz. Yeter ki 2016 bütün “mazlum” milletlere hayırlar getirsin…