Şu İyi Partili Lütfü Türkkan’ın “şehit yakınına” ettiği küfrün aynısını ben de O’nun yüzüne karşı “sövsem” n’olur?

Kıyametler kopar.

Ne kadar “çapulcusu” varsa hepsini peşime takar.

Tıpkı “İHA muhabirini” dövdürdüğü gibi bize de “aynı muameleyi” çeker.

Belki hızını alamayıp daha fenasını yaptırmaya bile yeltenir

Sonra da hakkımda yüklü bir “tazminat” davası açar.

Yani bana bir şekilde bunun bedelini ödetir.

Zira ben olsam ben de aynısını yaparım.

Bana bu küfrü savuracak adama bunun bedelini öyle veya böyle ödetirim…!

***

Öyleyse Lütfü Türkkan da bunun bedelini ödemeli.

Bir şehit yakınına ağzı alınmayacak küfür savuran biri bunun cezasını mutlaka çekmeli.

Bu ceza “tazminat” mı olur?

Milletvekilliği’ mi düşürülür?

Her ne olursa olsun.

Ancak Lütfü Türkkan bunun cezasını mutlaka ödemeli…!

***

Aslında daha sıcağı sıcağına İyi Parti Lütfü Türkkan’a cezasını kesmeliydi.

Derhal parti “disiplin” kuruluna sevk edilip İyi Parti’den “ihraç” edilmeliydi.

Maalesef Meral “bacı” o cesareti gösteremedi.

Ancak bu millet hem Meral “bacıyı” hem de Lütfü Türkkan’ı siyaseten “ihraç” etmesini eninde sonunda bilecektir…!

***

Lütfü Türkkan’ın şehit yakınına ağzı alınmayacak küfür savurması “bardağı taşıran son damla” olmuştur.

Zaten her gittiğiniz yerde “protestolarla” karşılaşıyorsunuz?

İnsanların size olan tepkileri her ilde karşınıza çıkıyor.

Vatandaşın sorduğu sorulara makul cevap veremeyince de sinirleniyorsunuz!

Sonra da…!

***

Netice itibariyle bu küfür olayı İyi Parti’nin üzerine “kara bir leke” gibi yapışmıştır.

Daha da kolay kolay çıkmaz.

Bu günler İyi Parti’nin ve Meral “bacının” iyi günleri!

Yarın sokağa çıkacak yüzünüz kalmayacak, yüzünüz…!