Bugün sabah işyerime kadim dostum, Serdivan- Çubuklu köyü muhtarı Yakup Elturan geldi.
Söz, döndü, dolaştı, dünkü Meclisteki kavgalara geldi.
Muhtar Yakup Elturan, dünkü kavgada Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz'un kaşından yaralandığını, kaşına dikiş atıldığını söyledi.
Hemen telefona sarıldım ve Milletvekilini aradım.
Geçmiş olsun dileklerimi ilettim.
Kaşı değil de, gözlük çerçevesinin oturduğu burnunun üst kısmında bir kanama olmuş.
Ciddi bir durum olmadığını söyledi.
Dünkü Anayasa Komisyonunda ve Meclis Genel Kurulundaki kavgalar beni ciddi şekilde ürkütmüştür.
PKK, Güney Doğu'da ciddi bir şekilde mevzi kaybetmiştir.
Dolayısı ile PKK'nın "sözde" legal temsilcilerinin fiyakası yine ciddi bir şekilde bozulmuştur.
Kaybedecek bir şeyleri kalmayınca, bu pislikleri yapacakları biliniyordu zaten.
Atadan, deden kalma, benim kardeşlerimin, amcalarımın elleri ve yumrukları çok kalındır.
Tabir caizse ellerimiz "Yaba" gibidir.
Gençlik yıllarının heyecanı ile bazen kız yüzünden, bazen de siyasi nedenlerle yüzlerce kez kavgalara girmişimdir.
Balyoz gibi yumruklarım çok işe yaramıştı.
Milletvekilimiz Ali İhsan Yavuz da gençliğinde bizim köyde imamlık yapmıştır.
Kendisiyle her tokalaştığımızda, dikkat ettim.
Milletvekilinin eli benimkinden bile daha iri.
Çok güçlü, kuvvetli, atletik bir yapısı olan Ali İhsan Yavuz, o Parlamentoda kimseden dayak yemez.
Ancak atacağı yumrukla -Allah korusun- katil olabilir.
İlk seçildiğinde, aklıma hep Meclis kavgaları geldi.
"Bizim Ali İhsan Hoca'ya çok iş düşecek" dediğim olmuştur.
Parlamentolar, toplumun aynasıdır.
Toplum gerginleştikçe, Parlamento da gerginleşiyor.
İstenmeyen görüntüler ortaya çıkıyor.
1920'den günümüze 4 tane Milletvekili Mecliste öldürülmüştür maalesef.
İlki Trabzon Milletvekili, hemşehrim Ali Şükrü Bey'dir.
Mekanı cennet olsun.
Her Trabzon'a gidişimde, Trabzon- Boztepe'de ki mezarını ziyaret eder, Fatiha okurum.
Ali Şükrü Bey'in köyü ile bizim köy çok yakındır.
Ali Şükrü Bey, aslında bir Deniz Subayı iken, Osmanlı Mebusan Meclisine seçilerek, Milletvekili olmuştur.
Meclis-i Mebusan'ın kapatılması ile Ankara'ya gelmiş, Ankara'da ki Meclise de Trabzon Milletvekili olarak katılmıştır.
Halkı Milli Mücadeleye katmak için kurulan "İrşad heyetinde" görev almış bir vatanseverdir.
1.Mecliste Mustafa Kemal'e muhalif olan grubun liderliğini yapmıştır.
Kurtuluş Savaşı'nın bitimine kadar Ali Şükrü Bey'e tahammül eden Mustafa Kemal, savaş kazanılıp, ipler ele geçince.
Mustafa Kemal'in Muhafız Alayı Komutanı olan Topal Osman Ağa'ya Ali Şükrü öldürtülmüştür.
İşin ilginç yanı, Topal Osman Ağa da Ali Şükrü Bey'in hemşehrisidir.
Her iki Çepni-Türkmen Bey'i birbirine kırdırılmıştır.
Daha sonra da ortamı yumuşatmak için Topal Osman Ağa ortadan kaldırılmıştır. Tarihin bu sayfası karanlıktır.
Hemi de kapkaranlıktır. Mecliste ki 2. ölüm vakası da Deli Halit Paşa'nın ölümüdür.
"Dünya'ya gözlerimi Deli Halit Paşa ile açtım" dersem, bana inanın.
Bütün temel tarih bilgimi ve tarih şuurumu rahmetli dedemden aldım.
Daha 6-7 yaşlarında çocukken dedem bana Deli Halit Paşa'yı defalarca anlatmıştı.
Mektep okumaya başlayınca, tarih kitaplarında tek satır Deli Halit Paşa görmeyince şaşırmıştım.
Meğer ki Kemalist düzen, Kut-ül Amara'ya olduğu gibi, nice şanlı komutanlara da karartma uyguluyormuş.
Kurtuluş Savaşının bir çok komutanı gibi, Deli Halit Paşa da Kafkas kökenli bir Çerkez'dir.
Hem Osmanlı döneminde, hem de Kurtuluş Savaşı döneminde çok üstün başarılara imza atmış kahraman bir askerdir Halit Paşa.
Onun uzun uzun hayatını ayrı bir yazıda dile getiririm.
Onun "Deli" lakabını alması, düşmana yiğitçe, delice saldırmasından kaynaklandığını biliyoruz.
Mekanı cennet olsun.
Deli Halit Paşa, Meclis koridorunda Mustafa Kemal'in tetikçisi Ali Çetinkaya tarafından 9 Şubat 1925 yılında vurularak öldürülmüştür.
Mecliste ki 3. ölüm vakası ise 29 Mart 1989 yılında olmuştur.
ANAP Siirt Milletvekili İdris Arıkan ile yine Siirt Bağımsız Milletvekili Zeki Çeliker arasında ki kavgayı ayırmaya çalışırken, Doğruyol Partisi Siirt Milletvekili Abdülrezzak Ceylan, silahla vurularak ölmüştür.
4 ve son ölüm olayı ise 31 Ocak 2001 yılında meydana gelmiştir.
Bir Meclis İç Tüzük tartışması sırasında DYP Şanlıurfa Milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu'nu MHP İçel Milletvekili Cahit Tekelioğlu ile yine MHP Osmaniye Milletvekili Mehmet Kundakçı darp etmiştir.
Bu darp sırasında Fevzi Şıhanlıoğlu kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmiştir.
Esasında Milletvekili kökenli çok ünlü bir isim daha öldürülmüştür.
Hamid Fendoğlu. Namıdiğer "Hamido".
Milliyetçi-Muhafazakar Dünya'nın bir yiğit ismidir Hamido.
Hamid Fendoğlu, 1960 darbesine karşı çıkmış yiğit bir Malatyalı delikanlıdır.
O dönem idamla yargılanmıştır.
Cezaevinden çıktıktan sonra, Adalet Partisi'nden Malatya Milletvekili seçilmiştir. 
1960'lı yılların Meclisinde Türkiye İşçi Partililerde vardır.
"Komünizm propagandası yapıyorlar" iddiaları üzerine, Hamid Fendoğlu bir çok TİP'li Milletvekilini Mecliste dövmüştür.
Hatta Çetin Altan'ı sakat kalacak derece dövmüştür.
Ele-avuca sığmayan bu Milletvekilini Adalet Partisi ihraç etmek zorunda kalmıştır.
Daha sonra 11 Aralık 1977 Yerel Seçimlerinde memleketi Malatya'da bağımsız Belediye Başkanı adayı oldu ve kazandı.
İsmet İnönü'nün memleketi ve CHP'nin kalesi Malatya'da bağımsız aday olarak Belediye Başkanı seçilmesi, Hamid Fendoğlu'nun ününe ün katmıştı.
Hamid Fendoğlu, Malatya'da partiler üstü aday olmuştu. MSP'lisi, MHP'lisi, Demokratik Partisi, Adalet Partilisi, Velhasıl bütün Milliyetçi ve Muhafazakar kitle Hamido'ya destek vermişti.
Hamido, her Ankara'ya gelişte parti lideri gibi karşılanırdı.
O yıllar Ankara'da öğrenciydim.
Kendisini bir kerede ben karşılamaya gitmiştim.
Çok etkileyici ve heybetli bir görünüşü vardı.
Sanırım ZAZA olan Fendoğlu, bölücülerin ve marksist solun hedefindeydi.
17 Nisan 1978 yılında evine gönderilen bombalı bir paketin infilak etmesi sonucunda gelini ve iki torunu ile birlikte şehit olmuştur.
Allah ona da rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.
Merhum Gün Sazak'la birlikte ölümüne en çok üzüldüğüm ikinci siyasetçidir.
Dilerim Mecliste bir daha böyle acı olaylar yaşanmaz.
 Herkes teenni ile hareket eder. Aklıselim galip gelir.
Mecliste, Milletvekili kılıklı HDP'li alçakların yasama faaliyetlerine katılma diye bir dertleri yok.
Hepsi kravat takmış alçak ve eşkıya sürüsüdür.
Zihniyetleri ve tıynetleri bellidir.
Onlara uyarak, ülkeyi zora sokacak hareketlerden kaçınılmalıdır.
Milletvekili Ali İhsan Yavuz'a da söylediklerim bundan ibarettir. (İzzet Dönmez)
Sağlıcak kalın…