Çevre ve Şehircilik Bakanlığı “kentsel dönüşüm projesi” çerçevesinde beş ilde yıkım sürecini başlatırken bu iller arasına Sakarya’yı da aldı.Buna göre “afet riski taşıyan alanlar” üzerinde bulunan yapılar tespit edilerek dönüştürülecek. Yani yıkılacak.Bu

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı “kentsel dönüşüm projesi” çerçevesinde beş ilde yıkım sürecini başlatırken bu iller arasına Sakarya’yı da aldı.

Buna göre “afet riski taşıyan alanlar” üzerinde bulunan yapılar tespit edilerek dönüştürülecek. Yani yıkılacak.

Bu konuyla alakalı 81 ilin valilerine ve belediyelerine yazı gönderen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, “riskli alanların” tespit çalışmasına başlanmasını istedi.

İşin güzel ve en önemli tarafı ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın her türlü yetkiyi belediyelere devretmesi oldu.

Bu şu anlama geliyor; Sakarya Büyükşehir Belediyesi “riskli alan” dediği bir bölgeyi kimsenin gözünün yaşına bakmadan dönüştürebilecek. Yani yıkabilecek…

Bence bu Sakarya adına çok önemli bir gelişme. Zira bu konudaki haberi görünce hemen aklıma “Dörtyol Sanayi Çarşısı” geldi.

Malum Büyükşehir Belediyesi “Dörtyol Sanayi Çarşı’nın” dönüştürülmesi ile ilgili bir proje hazırlamış ve her türlü iyi niyete rağmen proje gerçekleşememişti.

Şimdi böyle bir durum ortadan kalktı. Bugün itibariyle Sakarya Büyükşehir Belediyesi “Dörtyol Sanayi Çarşısı” ile ilgili bir çalışma başlatabilir.

Gerekli tespitler yapıldıktan sonra da “riskli alan” ilan edilen “Dörtyol Sanayi Çarşısı” kimsenin gönlü alınmadan dönüştürülebilir…

Tabi sadece “Dörtyol Sanayi Çarşısı” değil. Şehrin birçok yerinde dönüştürülecek o kadar çok alan var ki!

Bana kalsa “Adapazarı şehir merkezini” baştan sona dönüştürürüm. Öncelikle de işe “hasarlı binalardan” başlarım.

Ne yalan söyleyeyim, ağırmış, ortaymış, hafif hasarlıymış bakmam çatır çatır yıkarım. Kibarcası dönüştürürüm.

Hatta hızımı alamam il sınırları içinde bir tane “prefabrik” yapı bırakmam. Bunları yaparken de kulaklarımı her türlü eleştiriye kaparım…

Ben şahsen bu konuda “hükümetin” çok hayırlı bir iş yaptığına inanıyorum. Yoksa başka türlü işin içinden çıkmak mümkün değil.

Bugüne kadar birey olarak kimse ikna edilemedi. Her defasında “şahsi menfaatler” ön plana çıktı.

Öyle ki; ağır hasarlı binalar bir açık bulunup “hasarsız” hale getirildi. Ayakta zor duran binalar boşaltılacağına tam tersi kiraya verildi.

O da yetmedi, devlet geçici olarak “prefabrik” yaptı, içine girip oturmaya başladığımızda o bölgeyi ve yapıyı da hemen sahiplendik.

Sonrası ise malum. Orayı boşaltın “olmaz.” Şuradan çıkın size başka yer verelim “üste para isteriz haaaaa.” Burayı gelin hep birlikte dönüştürelim “istemezük.”

Hadi bakalım şimdi göreceğim sizi. Dün “nazlananlar” bugün “aman dediğiniz gibi olsun” demezse ben de buradayım.

Modern şehircilik adına Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne “mükemmel” bir fırsat verildi. Artık “kimsenin göz yaşına bakmayın” ve ne gerekiyorsa yapın. Yeter artık…