Ne yediğimiz belli ne de içtiğimiz. İnsan hangi ürüne güvenip alacağını şaşırdı. Baksanıza en güvendiğiniz markalar bile insan sağlığı ile oynamaktan çekinmiyor.Hadi buyurun, “medyadetay.com” haber sitesi dün yine güvenerek yediğimiz bir firmanın ürünüyle

Ne yediğimiz belli ne de içtiğimiz. İnsan hangi ürüne güvenip alacağını şaşırdı. Baksanıza en güvendiğiniz markalar bile insan sağlığı ile oynamaktan çekinmiyor.

Hadi buyurun, “medyadetay.com” haber sitesi dün yine güvenerek yediğimiz bir firmanın ürünüyle ilgili haber yaptı.

Habere göre, “Şen Piliç” firmasının ürünlerinde “salmonella” isimi verilen bir “bakteri” tespit edilmiş.

Tifo, paratifo ve gıda zehirlenmesine neden olan bu “bakteri” özellikle kümes hayvanları ve çiğ yumurtalardan kaynaklanıyormuş.

Tifo ve paratifoya bağlı olarak ishal, ateş ve karında kramp şeklinde ortaya çıkan bu hastalık bazen hastaneye kaldırılmayı gerektirebilecek kadar ağır olabiliyormuş…

“Medyadetay.com” sitesindeki haberi okuduktan sonra “salmonella” ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olmak adına internette şöyle bir sörf yaptım.

Hangi kaynağa göz attıysam “salmonellanın” öyle hafife alınacak bir “bakteri” türü olmadığını gördüm. Hatta bazı vakalarda “ölüme” varan durumlar bile görülmüş…

Şimdi gelelim işin asıl özüne. “Şen Piliç” Sakarya’da hizmet veren bir fabrika. Tavuk ve buna bağlı ürünler üretiyor.

Türkiye’de de kendine bu sektörde iyi bir pazar edinmiş ve “güvenilir” olarak bildiğimiz bir firma.

Nasıl oluyor da “sekiz ayda tam onbir kez denetlenip” her defasında da ürünlerinin çoğunda bu “bakteriye” rastlanıyor?

Kesilen onca para cezasına rağmen nasıl oluyor da halen daha “salmonella bakterisi” içeren ürünler üretip satabiliyor?

El insaf yahu. Bunca denetimden sonra insan hiç mi tedbir almaz? “Sekiz ayda tam onbir kez denetlen” ve sonuç yine aynı.

Demek ki, denetimler “Şen Piliç’in” hiç umurunda değil. Veya koskoca devletin kurumları dikkate bile alınmıyor. Ya da “Şen Piliç işini biliyor…”

Gerçi mazeretleri de hazır, “efendim, iyi pişirirseniz bakteri ölürmüş.” Hadi ya. İyi de ben “yumurtayı çiğ içiyorum” kardeşim. Ne yapacağız şimdi?

Madem öyle ürününüzün üzerine “salmonella bakterisi içerir iyi pişirmeden yemeyin” diye bir uyarı yazısı yazın. Niye yazmıyorsunuz?

Sonra ben tavuk etini mangalda tam olarak hiç pişiremedim. İllaki yarısı kanlı canlı kalıyor. Şimdi n’olacak? “Bana ne iyi pişirseydin mi” diyeceksin…?

Yok arkadaş, bu ülkede herkesin yaptığı yanına kar kalıyor. Katı yaptırımlar ve zorlamalar olmayınca da olan gariban vatandaşa oluyor.

Benim gariban vatandaşım ucuz olsun diye tavuk etiyle beslenmeye kalkıyor ama tam tersi sistemli bir şekilde hastalık sahibi oluyor. Kimin umurunda?

“Şen Piliç” bu şehirde okul gibi hayır hasenat işleri yapınca, bu ilin seçilmiş ve atanmış bütün isimleri de gidip buralarda “kurdele” kesiyor.

Ama “Şen Piliç” ürünlerinde “salmonella” tespit edilince iş “para cezasıyla” geçiştiriliyor. Bu ülkede “insanların bir tavuk kadar değeri kalmamış.” Yazık…