Kâbe ve otellerle dolu Mekke, gerçekten çok farklı bir şehir. Kâbe’yi ziyaret etmek nasip oldu; iki haftalığına umreye gittim. Mekke’nin genel manzarası taşlarla kaplı, yeşillik neredeyse hiç yok. Açıkçası Kâbe olmasa, bu coğrafyada kimse yaşamak istemez gibi. Her ne kadar kutsal topraklar olsa da burası, aynı zamanda yoğun bir ticaret merkezi. Devasa oteller inşa edilmiş ve her köşede yeni binalar yükseliyor. En alçak oteller bile 15 kattan aşağı değil. Alışverişte pazarlık adeta bir zorunluluk; neredeyse her şeyde fiyatı kırmaya çalışmanız gerekiyor. Aradığınızı bulma konusunda da pek sıkıntı çekmezsiniz...

Kâbe çevresinde sürekli bir çalışma ve değişim var. Burada yapılan otellerin belirli bir süresi var; süre dolunca ya yıkılıyor ya da yenisi yapılıyor. Mesela Kâbe’nin hemen yanında yer alan ve oldukça büyük bir yapı olan Zemzem Towers’in süresi dolmak üzere. Bu otel yıkıldığında, alanın Kâbe’ye katılıp tavaf alanının genişletileceği söyleniyor...

Kâbe gerçekten muhteşem bir yer. Tavaf yapmak insanı ruhen rahatlatıyor, zihnini arındırıyor. Umre ziyaretim sırasında Mekke’de iki kez yağmur yağdı ve her yer adeta sel içinde kaldı. Yine de su sıkıntısı yok. Sebze, meyve sıkıntısı yok. Ulaşım kolay, araç eksikliği hissedilmiyor. Ancak insanın aklına hep şu soru geliyor: Hac zamanında milyonlarca insan Kâbe çevresinde nasıl tavaf edebiliyor? Normal şartlarda Kâbe’nin çevresi maksimum 500 bin kişiyi ancak alır gibi görünüyor ama tavafa girdiğinizde mucizevi bir şekilde herkes o ortamda bir arada bulunuyor ve adeta bir girdaba kapılmış gibi Kâbe’nin etrafında akıyor...

Mekke dışında dikkatimi çeken diğer yerlerden biri de Nur Dağı, yani Hira Mağarası’nın bulunduğu bölge oldu. Mağara 650 metre yükseklikte ve oraya çıkmak oldukça zor; çünkü yol son derece dik ve yorucu. Özellikle gündüz sıcağında bu tırmanışı yapmak herkesin harcı değil. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav), ümmeti için o zorlu yollardan çıktı; onun çektiği sıkıntıları düşündükçe bugünün yaşam şartlarının ne kadar kolay olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Gençken kutsal toprakları ziyaret etmek büyük avantaj, çünkü buraya gelip hasta olmadan dönen neredeyse yok...

Ayrıca Taif’e de bir gezi düzenledik. Burası serin havasıyla Mekke’ye oranla daha rahat ve güzel bir şehir. Medine’ye gelince; burayı anlatmaya gerek yok, çünkü burası Peygamber Efendimizin şehri. İnsanlarıyla, coğrafyasıyla bambaşka bir yer, özel ve huzur dolu hissettiren bir şehir...

Sağlıcakla kalın...