İran'la aramızda yaklaşık 500 senedir bir mezhep kavgası vardır.
23 Ağustos 1514'te Çaldıran Ovası'nda Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail arasındaki savaştan beri.
Bu mezhep rekabeti hep devam etmiştir.
Her yazımda söylerim.
Dinlerde ki mezhepler, palavra kurumlardır.
Siyasi kurumlardır.
Mezheplerin dibine inince, bu gerçek çok daha iyi anlaşılır.
Mezhepleri siyasi kurumlar yaratır.
Bakınız Avrupa'ya.
Yüzyıllar boyu mezhep savaşları verildi.
Katoliklerle Prostestanlar arasında.
Katoliklerle Ortodokslar arasında çok savaşlar oldu.
Çok kanlar döküldü.
Tarih'teki 30 yıl savaşları.
Yüzyıl savaşları, hep mezhep kökenli savaşlardır.
Görünürde öyledir de.
Aslında siyasi egemenlik savaşıdır.
Birinci ve ikinci dünya savaşında dahi, taraf ülkeler, 30 ve 100 yıl savaşındaki taraf ülkelerdir.
2. Dünya Savaşı'ndan sonra.
Yüzlerce yıl, birbirlerinin kanlarını döken ülkeler, barıştılar.
Siyasi ve ekonomik işbirliği yaptılar.
Kuruluş adıyla AET (Avrupa Ekonomik topluluğu).
Yeni adıyla AB (Avrupa Birliği) çatısı altında.
Bütün Avrupa ülkeleri, ekonomik güçlerini ve enerjilerini birleştirdiler.
Bugün 500 milyonluk bir nüfus popülasyonuna ulaştılar.
Dev bir ekonomik güç oldular.
Nihai hedefleri, tek devlet olmak.
Hep düşünürüm.
Türkiye ve İran.
İki dev ülke.
160 milyonu aşkın nüfusları var.
Bugünkü Rusya Federasyonu'ndan 20 milyon fazla. Aslında.
Yeryüzündeki İslam ülkeleri içinde, İran ve Türkiye'yi geç.
Ortada hiçbir şey kalmaz.
İran ve Türkiye.
İki köklü medeniyet.
İki köklü devlet.
İki köklü millet.
Geçmiş husumetleri bir bıraksalar da.
Enerjilerini bir birleştirseler.
Bir süreliğine, mezhep taassubundan uzak dursalar.
Bakın, görün dünyada neler oluyor.
Tıpkı Fransa ile Almanya gibi.
Bir birlik olsalar.
İki mihver ülke olsalar.
Tarihin akışı, seyri değişir.
Çevrelerindeki diğer ülkeler ister istemez bu birliğe katılır.
Güç ve enerji.
Kartopu gibi büyür.
Birileri istemezmiş bu birliği.
Eğer İran ile Türkiye arasında bu işbirliği olsaydı bugün yaşanan sıkıntılar olur muydu?
İran'a ambargo uygulanıyormuş.
160 milyonluk devasa bir güce, ambargo mu sökerdi?
Eğer tarih yeniden yazılacak ise.
Türkiye ve İran, işbirliğine ve güç ortaklığına mecburdur.
Bunu yapmadıkları takdirde senaryo yazılmış.
Türkiye de, İran da bölünecektir.
Eğer iki ülke sırt sırta, omuz omuza veren de puştun tezgahı tutmaz, bozulur.
Bütün dengeler değişir.
İran ve Türkiye'nin güç birliği ne anlama gelir bilir misiniz?
Dünyanın dördüncü büyük gücü anlamına gelir.
Amerika, Çin ve AB'den sonra 4. büyük güç.
Diğer 55 İslam ülkesini saymıyorum bile.
Rusya Federasyonu 5. sıraya düşer.
Aynen böyle olur.
Şu anda bir işbirliği yoluna gidildi.
Türkiye'de ki siyasi vasat da çok müsait.
Böyle bir fırsat, bir daha ele geçmez.
Hadiyin.
Değiştirin şu tarihin kahpe çarkını.
Değiştirin artık.
Cihan, hizaya gelsin! (İ.D)

Sağlıcakla kalın…