Hayatımızda değişmeyen ne var ki, o aynı kalsın.Artık klasikler arasında giren meşhur cümle: “Nerede o eski bayramlar?”Yoklar… Her şey gibi, bizim gibi o da değişti, resmen evrim geçirdi. Ve sadece anılarda kaldı.Hatırlıyorum da, eskiden çoluk çocuk akrab

Hayatımızda değişmeyen ne var ki, o aynı kalsın.

Artık klasikler arasında giren meşhur cümle: “Nerede o eski bayramlar?”

Yoklar… Her şey gibi, bizim gibi o da değişti, resmen evrim geçirdi. Ve sadece anılarda kaldı.

Hatırlıyorum da, eskiden çoluk çocuk akrabalar bizim evde toplanırdı. Babaanne, dede vardı tabi.

Kahvaltılar yapılır, sonra da aynı kalabalıkla akraba ziyaretlerine gidilirdi.

Ne kadar aile büyüğü varsa hepsi tek tek gezilir, bayramlaşılırdı.

En güzeli de, bayram kaç günse o kadar bayramlık alınırdı. Her gün değişik kıyafet giyerdik.

Sonra o çocuklar büyüdü, evlendi, onların çocukları oldu.

Herkesin hayat gailesi arttı. Kopuşmalar başladı.

Zaten büyükler de tek tek gitti. Bazı evlerin kapısı kapandı.

İş, güç, ağırlaşan hayat şartları derken, bir de baktık ki, herkes kendi derdine dalıp gitmiş. Kimse birbirini hatırlamaz olmuş.

Bayram gezmelerini geçtim, normal zamanda bile birbirimizi aramaz sormaz olduk.

Artık bayramın geldiğini bile sadece tatil yapacak olduğumuz için fark eder bir hale geldik.

Ne bayram temizlikleri kaldı, ne de günler öncesinden tepsi tepsi yapılan baklavalar.

Bayram dendiğinde artık insanların, “Kaç gün tatil var” dedikleri bir dönem yaşıyoruz.

Gelenekler, görenekler uçup gitmiş.

Bayram temizliği yerine şimdi günler öncesinden internet sitelerinden tatil yerleri ve otellere bakılıyor.

Bayramda da sosyal ortamdan çiçek, böcek resmi paylaşılıp, herkesin bayramı kutlanıyor.

Ne kadar da tatile aç bir milletmişiz. Tüm oteller dolu, yer bulmakta sıkıntı çekenler oflayıp, pufluyor.

Hele şu yolların haline bir bakın. Tatilin başladığı ilk dakikalarda bile kilometrelerce araç kuyruğu. Trafik resmen kilitlenmiş.

Ne diyelim, bayramı bayram olmaktan çıkaran bizler için söylenecek çok fazla bir şey yok.