Yukarıdaki başlığı yine bir “Sapanca Gölü” haberiyle ilgili yazdığım yazımda kullanmıştım.Böyle giderse bir müddet daha “Sapanca Gölü” ile ilgili aynı başlığı kullanmak zorunda kalacağım.Zira o günden bugüne hep gündemde olsa da “Sapanca Gölü” ile ilgili
Yukarıdaki başlığı yine bir “Sapanca Gölü” haberiyle ilgili yazdığım yazımda kullanmıştım.
Böyle giderse bir müddet daha “Sapanca Gölü” ile ilgili aynı başlığı kullanmak zorunda kalacağım.
Zira o günden bugüne hep gündemde olsa da “Sapanca Gölü” ile ilgili değişen bir şey olmadığı açıkça görülüyor…
Evet, sanayi kuruluşlarının keyfi kullanımı ve vatandaşların bilinçsiz su tüketimi sayesinde “Sapanca Gölü” artık can çekişmeye başladı.
Konuyla ilgili SAÜ Çevre Mühendisi Yardımcı Doçent Doktor Mahnaz Gümrükçüoğlu’na göre “Sapanca Gölü” resmen “kırmızı alarm” veriyor.
Yine Gümrükçüoğlu’na göre “Sapanca Gölü’ndeki” su seviyesi bilimsel olarak 29.98 kod düzeyine yani “dönüşü olmayan” yola girdi…
Bunu daha basit bir dille anlatmaya kalkarsak, “Sapanca Gölü” beklenen yağışları almaz ve sanayi kuruluşları da su çekmeye devam ederse işimiz zor.
Öyle ki çeşmelerden bırakın su içmeyi “bir tarafımızı” yıkamaya dahi su bulmamız mümkün olmayacak.
Canım “Sapanca Gölü” resmen “bataklığa” dönüşecek ve bir daha da ne içmek ne de “bir tarafımızı” yıkamak için su kullanamayacağız…
Aslında bugün için yapılması gerekenler belli. Sanayi kuruluşları su almayı bugünden itibaren durduracak.
Sonra “su dolum fabrikaları” dağlardan gelip “Sapanca Gölü’nü” besleyen büyük küçük derelerin akışına engel olmayacak.
Elbette “Yuvacık Barajı” su çekmeyi bırakıp “peyzaj” alanlarının sulanması gibi anlamsız su sarfiyatı durdurulacak…
Aslına bakarsanız buraya kadar yapılması gerekenler öyle çok da zor işler değil. Şayet bunlar için “kanun” çıkarmak gerekiyorsa çıkarırsın olur biter.
Ama ortada “Tüpraş” gibi bir kuruluş, bilmem kaç tane “su fabrikası” gibi rant kuruluşları olunca o “kanun” bir türlü çıkarılamıyor.
Sonuçta olan da nüfusu milyonlara dayanan insanların içme suyu olarak kullandığı “Sapanca Gölü’ne” oluyor…
Tabi bu arada Sakarya’da yaşayan insanların da “Sapanca Gölü’ne” öyle “gözü gibi baktığı” falan yok.
Eline bir “hortum” geçiren sabah, akşam “haldır, haldır” aracını yıkar. Kalkıp “yapma etme” diyen olunca da “parasını ben veriyorum” diye ahkâm keser.
Peki, halen daha kapı önüne “halı, kilim” çıkartıp günlerce “halı yıkama seansı” düzenleyenlere ne demeli?
Daha, “bağ, bahçe” gibi gereksiz yerde, canım “Sapanca Gölü’nü” hoyratça kullananlara gelemedik bile.
Elbette “halı, araba” yıkamakla ve “bahçe” sulamakla “Sapanca Gölü” kurumaz ama israf israftır. Zaten böyle düşündüğümüz için “hepimiz hainiz” diye yazıyorum ya…
Next