Takvim Gazetesi’nin haberine göre hükümet “yerli otomobil fabrikasının”kurulacağı yer ile ilgili kararını verdi.

Habere göre bu yer Karasu’nun İhsaniye Mahallesi. Eğer haber doğru ise “yerli otomobil fabrikası” bu bölgeye kurulacak.

Dahası “yerli otomobili” üretecek “babayiğit” bile belli. Ancak şimdilik bu isim gizli tutuluyor…

İnşallah haber doğrudur ve “yerli otomobil fabrikası” Karasu’ya kurulur. Bu sayede de en az on bin kişi bu şehirde ekmek sahibi olur.

Kurulacak olan “otomotiv yan sanayi” atölyeleri ile sadece Karasu ve Ferizli ilçeleri değil tüm il bundan faydalanır.

Zira yapılacak olan yatırımlara bakacak olursak “yerli otomobil fabrikası” ve “yan sanayi” üretimi ile birlikte belki de on binlerce insana iş ve aş kapısı açılacak…

Kuşkusuz bu fabrika Karasu’ya kurulacak olursa bunda en büyük katkı başta Ayhan Sefer Üstün olmak üzere tüm Sakarya milletvekillerine aittir.

Tabi Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik ile SATSO Başkanı Mahmut Kösemusul’u da unutmak mümkün değil.

Nitekim Mahmut Kösemusul’un“yerli otomobil fabrikasının” Sakarya’da kurulması adına önemli katkılarının olduğunu unutmamak gerekir…

Velhasıl bu fabrikanın Sakarya’ya kurulması adına kimin emeği geçmişse kimin katkısı varsa hepsitakdiri hak ediyor.

Zira “yerli otomobil fabrikası” sadece Sakarya için değil Türkiye adına da çok önemli ve büyük bir projedir.

Dolayısıyla “yerli otomobil fabrikasının” faaliyete geçmesiyle Türkiye’nin kalbi Sakarya’da atacak demek yanlış bir ifade olmaz…

Şayet herhangi bir aksilik olmayıp “yerli otomobil fabrikası” Karasu’da faaliyete geçecek olursa Sakarya ekonomik anlamda Türkiye’nin sayılı illerinden biri olacaktır.

Bir “Tofaş” ve “Renault”Bursa’yı Bursa yaptıysa “yerli otomobil fabrikası”da Sakarya’yı uçurur gider.

Sadece uçurmakla kalmaz, vizyonsuz, statükocu yöneticileri de önüne katıp Sakarya Nehri’ne döker…

Evet, Takvim Gazetesi’nin haberine göre “yerli otomobil fabrikasının” Sakarya’da kurulması için hükümet mutabakata vardı.

Hala daha içimizde bir “acaba” olsa da, temennimiz bu “acabayı” giderecek gerekli anlaşmaların biran önce yapılmasıdır.

Biz yine de içimizi ferah tutup “haydi hayırlısı” diyelim. Emeği geçenlere de teşekkürlerimizi iletelim…