Geçen gün “İhlas Haber Ajansı Sakarya Bölge Müdürü” İbrahim Çorbacı ile son bir haftadır yağan yağmurları ve meydana gelen selleri konuşuyorduk.

Sonrasında ise Çorbacı şu hatırlatmayı yaptı;

- Ağabey hatırlıyor musun?

- 17 Ağustos 1999 Depremi öncesinde de böyle günlerce süren yağışlar olmuştu.

- Yine böyle ortalığı sel götürmüştü.

- Bölgemizde meydana gelen seller ile ilgili haberden habere koşuşturuyorduk.

- Ardından da bir güneş tutulması oldu.

- Sonrası malum…!

***

Tabi Çorbacı’nın bu hatırlatması üzerine “Allah korusun” diye müdahalem oldu!

Ancak 1999’a dönüp şöyle bir hafızamı tazelediğimde, İbrahim Çorbacı pek de haksız değildi.

Zira 1999 yazı başında gerçekten çok şiddetli yağmurlar yağdı.

Hem de ne yağmak!

Aynen bugünkü gibi her yeri sel götürüyordu.

Taşan dereler.

Kapanan yollar.

Heyelan.

Yıkılan evler.

Hatta seller nedeniyle yaşanan ölümler…!

***

Yağışların kesilmesinden sonra ise aşırı sıcaklar başlamıştı.

Öyle ki termometrelerin “40 dereceyi” gördüğü zamanlar bile olmuştu.

Gündüzleri güneş altında durmak mümkün değildi.

Geceleri ise evin içinde oturmak mümkün değildi.

Hele sıcaktan uyumak hiç mümkün değildi.

Çok iyi hatırlıyorum o yaz yani 1999 yazında “klima” satışları patlamıştı…!

***

Elbette yine 1999 yılında yaşanan “tam güneş tutulmasını” da unutmamak gerekir.

Yağan yağışların ve yaşanan sellerin ardından “tam güneş tutulması” ülkemizden de çok net izlenmişti.

Hatta o tarihte “tam güneş tutulmasının” yaşanacağı gün için bütün dünya bir dizi etkinlik yapmıştı.

Dünyanın en meşhur “senfoni orkestrası” o gün için beste bile yapmıştı.

Yani tüm dünyada bir “şölen” havası hakim olmuştu…!

***

1999 yazı ile ilgili bu hatırlatmalardan kastımız elbette “felaket tellallığı” yapmak değil.

Zira hemen her sene aşırı yağıların sele neden olmasına tanıklık ediyoruz.

Gerekli tedbirler alınmazsa bundan sonra da bu tür sel olaylarıyla daha sık karşılaşacağız.

Önemli olan sellere karşı alınması gereken önlemleri alıp hazırlıklı olmak!

Aksi halde her sene yağan yağmur sonrası sellerle boğuşup dururuz…!

***

İşin tedbir kısmı bu şehri yönetenlerle alakalı!

Ancak 2 Temmuz günü “tam güneş tutulmasının” yaşanacak olması beni endişelendiriyor.

Kaldı ki, “tam güneş tutulmasını” da bugün olanların üzerine koyarsak sanki “pazılın” bütün parçaları yerli yerine oturuyor.

1999 yılında yaşanan olaylar ile bugün yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız birebir örtüşüyor.

“Dejavu” gibi yani…!

***

Aşırı yağışlar.

Seller.

Ardından aşırı sıcaklar.

Ve “tam güneş tutulması!”

İnşallah bütün bunlar bir “tesadüftür.”

İnşallah endişelerimiz de yersizdir.

Doğrusu bu şehir “17 Ağustos” gibi bir felaketi bir daha kaldıramaz.

Allah bu milleti ve ülkemizi her türlü “felaketlerden” korusun.

Amin…!