Her zaman ifade ediyoruz.

Seçim kaybetmek zordur.

Hele beklenti içinde olup “aday” gösterilmemek daha zordur.

İnsanın “kimyası bir anda” bozulur.

Günlerce yemeden, içmeden kesilirsin.

En yakınının saha iyi niyetle bakışı bile batar.

Her bakışta bir “ima” ararsın.

Nihayetinde “nasip değilmiş” deyip doğru bir laf edersin ama yine de içindeki “kurt” seni yer bitirir.

İşin kötüsü de “nerede hata yaptım” deyip kusuru, kabahati asla kendinde aramazsın…!

***

Evet!

Seçim kaybetmek veya beklenti içinde olup da tekrar “aday” gösterilmemek işte böyle bir şeydir.

Nitekim geçtiğimiz günlerde bir dost sohbetinde konu yine siyasete dayandı.

Doğal olarak da belediye başkan “adayları” ile ilgili birçok şey konuşuldu.

Bu sohbet sırasında dostlardan biri halen belediye başkanı olup da “aday” gösterilmeyeceği kendisine söylenen bir isim ile ilgili ilginç bir olay paylaştı.

Adını şimdi burada açıkça yazmayacağım bu dostumuz aynı zamanda ilgili belediye başkanının da yakını.

Neredeyse yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor.

Dolayısıyla ilgili belediye başkanı hakkında “işkembeden” atacak değil…!

***

Bu dostumuzun dediğine göre ilgili belediye başkanı, AK Parti tarafından kendisine “tekrar ‘aday’ gösterilmeyeceksin” dendiğinde adeta dünyası yıkılmış.

Öyle ki tekrar “aday” gösterilmeyeceğini kendisine bildiren kişiye “hayırlısı olsun” bile diyememiş.

Zira tekrar “aday” gösterileceğinden çok eminmiş.

“Üç dönem” kuralına da takılmamış.

Başlamış bu karar karşısında, “Benim suçum ne? Neyi mi gördüler” deyip dövünmeye.

Aynen yukarıda belirttiğimiz gibi yemeden içmeden kesilmiş.

Adeta hayata küsmüş.

En yakınlarının dediğine göre, elinden oyuncağı alınan çocuk gibi “dokunsalar ağlayacak” hale gelmiş…!

***

Eeeeee;

Bu dünyada “makam, mevki” kimseye baki değil.

Her şeyin bir sonu olduğu gibi “makam” ve “mevkiinin” bir sonu mutlaka vardır.

Maalesef bazılarında “nefis” öyle kabarmış ki ayaklar yere basmıyor.

“Makam” ve “mevki” gözleri kör etmiş.

Dolaysıyla belediye başkanlığı makamı da bazıları için adeta ömür boyu bir hak olarak görülmeye başlamış…!

***

Peki, bu hırs neden?

“Vatan millet Sakarya” için mi?

Millete “Allah rızası” için hizmet etmek için mi?

Öyle olsa, “Allah bu millete hizmet etmeyi bize de nasip etti” deyip çekilmesini bilirler.

“Makam” ve “mevki” için “dokunsalar ağlayacak” hale gelmezler.

“Kavun tatlı, kavun!”

Başka ne olsun…?