Geçen gün Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi ulusal medyaya “malzeme” oldu.

“Malzeme” olma sebebi de hayli ilginç.

“Tahtakuruları!”

Evet, yanlış okumadınız.

Hastaneyi basan “tahtakuruları” sebebiyle koskoca Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi “cümle aleme ‘malzeme’ odlu…!”

***

Ulusal medyada ve yerelde ki bazı basın organlarında konu ile ilgili haberleri okumuşsunuzdur.

Neredeyse Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin her katını “tahtakuruları” bastı.

Başta “refakatçiler” olmak üzere hastalar ve hatta çalışanlar “tahtakurusu” ısırıkları sayesinde “kaşınmaya” başladı.

Tabi koca hastane “tahtakuruları” istilasına uğrarken Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi yöneticileri de bu olay karşısında “kaşınan” vatandaşı sadece seyre daldı.

Olay ulusal medyaya sıçrayınca da bu defa “kaşınma” sırası Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi yöneticilerine geldi.

Haber karşısında ne yapacağını şaşıran Başhekimlik, acilen yazılı bir açıklama yapmak durumunda kaldı…

***

Aslına bakarsanız bu haberle birlikte “tahtakurusu” meselesinin öyle bir iki günlük konu olmadığı ortaya çıktı.

Meğer Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uzun zamandır “tahtakurusu” şikâyetleri varmış.

Nitekim özellikle “refakatçiler” tarafından hastane yönetimine çoğu kez “sözlü” şikâyetler olduğu “iddia” edildi.

Ancak ne hikmetse Başhekimlik bu “sözlü” şikayetleri dikkate almak yerine refakatçileri “kaşınmakla” baş başa bıraktı...!

***

Kimse kusura bakmasın!

“Tahtakurusu” gibi bir vakanın 21’inci yüzyılda hem de bir hastanede kendini göstermesi “övünülecek” bir hadise değildir.

Nitekim “tahtakurusunun” en yoğun görüldüğü yıllar ya “savaş” yılları ya da “seferberlik” zamanlarında olmuştur.

Öyleyse günümüzde “tahtakurusunun” görülmesi olayını birkaç cümlelik yazılı açıklamayla geçiştirmek “topu taca atmaktan” başka bir şey değildir…!

***

Her ne kadar “tahtakurusunun” üreyip çoğalmasının bilindiğinin aksine “pislik” ile bir ilgisi yoktur.

Yani Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görülen “tahtakurusu” vakasının hastanenin “hijyen” olmamasıyla hiçbir ilgisi yoktur.

Ancak “tahtakurusundan” korunmanın en doğru yönteminin temizlik olduğu da bilinmektedir.

Öyleyse görülen “tahtakurusu” istilasını sadece “refakatçilerin” kaldığı “tahta” mobilyaya başlamak doğru değildir…!

***

Kanımca Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görülen “tahtakurusu” vakasının kaynağı Başhekimlik makamıdır.

Dolayısıyla Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki temizliğe önce Başhekimlik makamından başlanmalıdır.

Aksi halde Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki “tahtakurusu” istilası bugün itibariyle çözülse bile yarın başka bir problem baş gösterebilir…!

***

Netice itibariyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın haklı olarak her zaman övündüğü sağlık hizmetlerini bu hale düşürmeye kimsenin hakkı yoktur.

Basit bir “tahtakurusu” yüzünden koskoca bir sağlık camiasını ulusal hatta uluslararası medyaya malzeme etmek tek kelimeyle “işgüzarlıktır.”

Bu “işgüzarlığın da” karşılığı bellidir.

Elbette Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Akif Çakar mesleğinde saygın bir isimdir.

Bunun aksini iddia etmek de kimsenin haddi değildir!

Ancak “yöneticilik” başka bir iştir.

Sayın Doç. Dr. Akif Çakar’a saygıyla duyurulur…!