Sabah Gazetesi yazarlarından Yavuz Donat dünkü yazısında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilen Mustafa Tuna ilgili bir yazı kaleme aldı.

Melih Gökçek’ten boşalan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna’nın bilinmeyen yönlerini yazdı.

Sizden ricam Yavuz Donat’ın Mustafa Tuna ile ilgili bu yazısını baştan sona kadar okumanız. İşte Yavuz Donat’ın o yazısı…;

“Melih Gökçek'in istifası ile boşalan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına “Metropol ilçe” Sincan'ın Belediye Başkanı Mustafa Tuna getirildi.

Tuna'yı, Ankara'nın altıncı büyük ilçesi (Nüfusu 517 bin) olan Sincan'da yaşayanlar iyi bilirler. Bugünkü yazımız “Onu tanımayanlar, bilmeyenler” için.

2009'da “yüzde 49 oyla” Sincan Belediye Başkanı seçildi. 2014'te oyu “Yüzde 57'ye yükseldi…”

Mustafa Tuna Sincan'a veda ederken Sincan Belediyesi'nin kimseye tek kuruş borcu yoktu. Üstelik belediyenin kasası (Bankalardaki hesapları) para doluydu.

Her sabah ama her sabah annesi Yadigâr Hanım'ın elini öpmeden belediyeye gitmeyen, her akşam yine annesinin elini öpmeden evine girmeyen bir evlat!

Annesi O’nun için; “En değerli varlığı. Hayattaki tek hazinesi!” Allah herkese evladın böyle hayırlısını nasip etsin. Unutmadan, Mustafa Tuna evli ama çocuğu yok…

Sincan’a Darbe davalarının görüldüğü mahkemeye giderken ya da mahkemeden dönerken, Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna'ya uğrardık. Çayını içer sohbet ederdik.

Ama “Cuma günleri” değil. Zira Mustafa Tuna her Cuma öğleye kadar “Esnafları” gezerdi. Cuma namazını “her hafta farklı camide” kılardı.

Cuma öğleden sonra ise O’nun “Kabul günüydü.” Kapı arkasına kadar açık, gelen girer, akşama kadar herkesi dinlerdi. Özetle tanıdığımız Tuna “halkın içinde, halktan biri…”

Sincan 15 Temmuz gecesi şehit verdi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin önünde. Ya da Genelkurmay'ın, Meclis'in! Mustafa Tuna her şehit için bir park yaptırdı.

Fakat hiçbiri için “açılış töreni” olmadı. Belediye Başkanlığı süresince Sincan'a kazandırdığı park sayısı 325. “Yine açılış törensiz, kurdele kesilmeden!” Neden? Yanıtı kendi ağzından: ‘Açılış töreni için harcanacak para okullara gitsin…’

Not; Şehitler için yapılan parkları Türkiye bizim köşemizden öğrendi. Dedik ya “Tuna reklamı sevmez. Kimseye haber vermez…”

Sincan'da darbe davalarının görüldüğü mahkemenin önünde “çadırlar” var Kahramankazan, Sincan, Keçiören belediyelerinin.

Diğer belediyelerin çadırları davaları izlemeye gelenlere, şehit ailelerine, gazilere, çay ikram edilir, öğle vakti çorba verilir. Bir gün sohbet sırasında bu konu açılınca Mustafa Tuna'ya dedik ki;

Sincan'da mahkemede görev yapan askerler var. Polisler var. Yazın güneş altında, kışın soğuktalar. Onlar için de bir şeyler düşünseniz. ‘Düşünmez olur muyuz? Askerimize, polisimize her öğle sıcak yemek gönderiyoruz 250 kişiye…’

Cumartesi, pazar tatil! Herkes izinde. İnsan o gün dinlenir. Sinemaya, maça gider. Gezer. Eşi dostu ziyaret eder değil mi?

Mustafa Tuna'nın cumartesisi, pazarı ise semt pazarları gezisi, esnafla sohbet!
Bunları yaparken de; “Korumasız, makam araçsız, gösterişsiz, reklamsız." Özetle Sincanlı onu boşuna sevmedi…

Mustafa Tuna'yı sevdik. Karınca gibi çalışkanlığından, kibirli olmayışından, gösterişten hoşlanmadığından dolayı! Fakat O’na “Muhabbetimizin” iki nedeni daha var;

1. Rahmetli dostumuz Muhsin Yazıcıoğlu onun da dostuydu. İkisi de “Sivas'ın Şarkışla'sından.”

2. Bir insan Sincan'da yıllarca Belediye Başkanlığı yapar da, Sincan'da “Bir karış toprağı” olmaz mı? Tanıdığımız Mustafa Tuna'nın “Parayla, pulla, akçalı işlerle” hiç ilgisi olmadı…

Belediyeler zaman zaman “değişik etkinlikler” düzenlerler. Özellikle de yazları. Açık hava konserleri!

Mustafa Tuna, Sincan'da hiç konser, eğlence, şenlik yapmadı. Niçin? 1. Paraya kıyamadı. 2. Konsere harcayacağı parayı okullara yolladı. Okulun bir eksiğinin giderilmesi için.

Mustafa Tuna 2019'da yapılacak yerel seçimlere kadar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na getirildi. İyi tanırız. “Geçmişi kendisine kefildir.” Hayırlı olsun. Başarılar diliyoruz…”

Doğrusu Yavuz Donat’ın Sincan Belediye Başkanı iken, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilen Mustafa Tuna hakkında yazdıklarını okuyunca kıskandım.

“Bu kadar sade bir yaşantı, gururdan kibirden uzak bir yaşam tarzı, belediye parasını konser, eğlence ve şenliklere harcamayan bir belediye başkanı!”

Üstelik yıllarca belediye başkanlığı yapıp “bir karış toprağı” bile olmayan, “akçeli işlere bulaşmayan” bir başkan! Ne diyelim; “böyle belediye başkanı her ilin başına…!”