Türkiye’nin gündeminde “akil insanlar” konusu var. Toplam 7 bölge için belirlenen 63 ismin görev yerleri de belirlendi.Bizim de içinde bulunduğumuz “Karadeniz Bölgesi” içinde yer alan “akil insanlar” arasında tanıdık bir isim de bulunuyor.Bu isim Sakaryal
Türkiye’nin gündeminde “akil insanlar” konusu var. Toplam 7 bölge için belirlenen 63 ismin görev yerleri de belirlendi.
Bizim de içinde bulunduğumuz “Karadeniz Bölgesi” içinde yer alan “akil insanlar” arasında tanıdık bir isim de bulunuyor.
Bu isim Sakaryalıların yakından tanıdığı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’dan başkası değil…
Genel olarak bölgelerde yer alan isimlere baktığımızda bu isimlerin ağırlıklı olarak o bölgenin insanlarından oluştuğunu görüyoruz.
Mesela Sakarya’dan Şemsi Bayraktar ve Samsun’dan Orhan Gencebay gibi isimleri görmek mümkün.
Zaten “Karadeniz Bölgesi” için bir araya gelen isimlere baktığımızda iyi kötü bu bölgenin “mozaiğini” ortaya çıkıyor.
Yusuf Şevki Hakyemez, Vedat bilgin, Fatma Benli, Şemsi Bayraktar, Kürşat Bumin, Oral Çalışlar, Orhan Gencebay, Yıldıray Oğur, Bendevi Palandöken.
Kendi açımdan söylemek gerekirse, hepsi de tanınan, bilinen isimler. İyi kötü kamuoyu tarafından da benimsenen kişiler.
Tabi asıl iş bundan sonra başlıyor. Bu isimlerin önlerinde zorlu ve bir o kadar da uzun bir süreç var.
İşleri kolay mı? Bana göre hiç de değil. Tam tersi ülke genelinde görev yapacak isimlerin işleri çok zor.
Özellikle de “Karadeniz Bölgesi’nde” bu süreci yöre insanlarına anlatmak sanıldığının aksine hiç de kolay olmayacak.
Genel olarak baktığımızda Karadeniz insanına biraz uzun sürse de bu süreç bir şekilde anlatılacak.
Benim endişem bu süreçte sürdürülen görüşmelerin belirli gruplarca “provoke” edilmeye çalışılması.
Belki her ilde olmasa da özellikle “Doğu Karadeniz Bölgesi’nde” bu tür hadiselere sıkça rastlanabileceğini düşünüyorum…
Tabi sadece bu da değil. Gören alan ve “akil insanlar” dediğimiz grup içinde ferdi olarak da bir takım “tacizler” yaşanabilir.
Bu grup içinden bazı isimler telefonla veya her hangi bir şekilde “tehdit” ve “şantaj” yoluyla yıldırılmak istenecektir.
Başlatılan bu sürecin başarısız olması için bazı grupların geceli gündüzlü çalışmaları mutlaka olacaktır.
Belki de baskı ve “tehditlerden” bunalıp, bıkanlar olacak ve gruptan kopmalar bile yaşanacaktır.
Elbette bütün bunları bu gruplara dâhil olan insanlarda iyi kötü tahmin ediyordur. Sürecin ne kadar zor olduğunu “akil insanlarda” biliyordur.
Sonuç ne olur bilemem ama başlatılan bu süreçte herkes “biraz sağduyu” sahibi olmalı diye düşünüyorum…
Next