Adapazarı sınırları içinde en müstesna yerleri işgal etmiş o kadar çok fuzuli kamu kuruluşu var ki insan hangisinden başlasın bilemiyor.

İşin tuhafı bu kamu kuruluşlarının işgal ettikleri alanları sırf arsa bedeli olarak satışa çıkarsanız inanın bir Adapazarı daha kurarsınız.

Ancak ne hikmetse kimse bu kamu kuruluşlarının bulunduğu arazileri şehre kazandırmak adına bir işlem yapmıyor…

Mesela Devlet Su İşleri’nin Sedat Kirtetepe’de ki yeri. Öyle bir arazi üzerinde DSİ’nin ne işi var?

Şehrin en işlek caddelerinden biri olan Sedat Kirtetepe üzerinde DSİ’nin koca “iş makineleri” çok mu hoş duruyor.

Görüntü kirliliğinden başka bir şey değil. Hiç yakışık alıyor mu şehrin göbeğine böyle bir manzara…?

Merak ediyorum DSİ’yi şehrin göbeğinden kaldırıp yerleşim alanlarının dışına taşımak bu kadar zor mu?

Aslına bakarsanız siyasiler bu konuyu iş edinip üzerine ciddi bir şekilde eğilse halledilmeyecek mesele değil.

Bakanlıkla yapılan görüşmelerde DSİ’nin araç parkına şehrin dışında bir yer gösterirsin olur biter…

Zaten DSİ’nin büyükşehir yasasıyla birlikte doğru dürüst bir fonksiyonu kaldığını da söyleyemeyiz.

Hadi eskiden DSİ’nin çalışmaları önemliydi. Bundan 30-40 yıl önce bulunduğu yerde çok da fazla yerleşim yeri yoktu.

Ancak bugün DSİ “meskun mahal” içinde hem de şehrin en modern caddelerinin biri içinde kaldı…

Kimse kusura bakmasın şehrin en nezih yerlerinden biri olan o koca alanı sadece “makine parkı” olarak tutmak doğru değil.

Hele bütün gün koltuklarında vakit öldüren DSİ’nin üç-beş memur ve müdürüne o bölgeyi “lojman” olarak tutmak israftır, israf.

Zira DSİ’nin Sedat Kirtetepe’deki o arazisi, birkaç araca “makine parkı” ve memurundan müdürüne “lojman” olarak bırakılmayacak kadar değerlidir…

Bir ara DSİ’nin Kirtetepe üzerinde bulunduğu yerden taşınacağı ve yerine de “Adapazarı Belediyesi Hizmet Binası” yapılacağı gündeme geldi.

İnşallah bu düşünce lafta kalmaz. Böylece “Adapazarı Belediyesi” modern bir binaya kavuşur, hem de şehrin göbeği mezbelelikten kurtulur.

Tabi iş milletvekili, siyasiler ve belediye başkanlarında bitiyor. Onlar “bırakın bu işleri, Devlet Su İşleri” derse mesele kökünden hallolur…