Aradan 16 yıl geçmesine rağmen hafızalarımızda halen taze duran “17 Ağustos” depremi çeşitli etkinliklerle kutlandı.

Tabi her “17 Ağustos’ta” olduğu gibi “günün anlam ve önemine” binaen çeşitli konuşmalarda yapıldı.

Yapılan konuşmalarda her ne kadar “unutmayacağız” gibi manalı laflar edilse de yakınlarını kaybedenlerin dışında kimsenin umurunda olduğunu sanmıyorum…

Buyurun, dün “Serdivan Belediyesi” tarafından “Deprem Şehitlerini Anma Programı” düzenlendi.

Bütün “zevatta” aşağı yukarı ordaydı. Neler konuşuldu? Deprem sonrası şunu yaptık bunu yaptık. Şehri şöyle ayağa kaldırdık.

Şehrin “imar planlarını” şöyle yaptık, böyle yaptık. Şehrin baştan sona “imar” edilmesine çaba gösterdik. Vs, vs, vs…

Doğrusu her “17 Ağustos” geldiğinde şu iki konuyu duymaktan bıktım. Birincisi şehri yönetenlerin “yaptık, ettik” diye biten cümleleri.

Bir diğeri ise 16 yıl aradan sonra hala “orta hasarlı” binalar ile başlayıp “orta hasarlı” binalar diye biten cümleler.

Gerçi son zamanlarda bu şehri yönetenlerin “orta hasarlı” binaları ağızlarına almasa da hasarlı binalar “yüz karası” olarak orta yerde duruyor…

Maalesef, aradan geçen 16 yıla rağmen bu şehrin ve yöneticilerinin “ayıbı” durumunda olan, “orta hasarlı” binalar konusu halledilemedi.

Oysa bundan üç yıl önce Sakarya Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi “orta hasarlı” binalara “onarım” için son bir süre vermişti.

O süre dolalı çok oldu ama “orta hasarlı” binalar konusunda adım atacak cesarete sahip “babayiğit” bir idareci göremedik…

Herkes topu bir birine atıyor. Sakarya Valiliği “yıkım işi beni ilgilendirmez” deyip “topu” Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne atıyor.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi de her ilçe kendi sınırları içindeki “orta hasarlı binaları yıksın” deyip bu işten kendini sıyırmaya çalışıyor.

İlçe belediyeler ise “aman oy kaybederim” derdiyle “orta hasarlı” binaları değil yıkmak gündemine bile almıyor…

Göreceksiniz bundan sonra 17’ncisini kutlayacağımız “17 Ağustos’ta” yine “orta hasarlı” binaları konuşuyor olacağız.

Hatta, 18,19,20….’inci “17 Ağustoslarda” da “orta hasarlı” binaları konuşmaya devam edeceğiz.

Dolayısıyla, orta hasarlı binalar ortada dururken her “17 Ağustos” geldiğinde yapılan manalı konuşmalar “bana samimi gelmiyor.” Yanılıyor muyum…?