AK Parti’nin “Olağanüstü Kongre” kararı alması gündemin en önemli konusu olurken, teşkilatlar ve belediye başkanları arasında tam bir sessizlik hâkim.
Bugünlerde teşkilattan kimi arasanız ya telefonlara cevap verilmiyor, ya da “toplantıdayız daha sonra biz sizi arayalım” cevabı geliyor.
Aynı şekilde belediye başkanları da Başbakan Davutoğlu’nun Genel Başkanlık görevini 22 Mayıs’ta bırakacak olmasının “şokunu” üzerlerinden atamamış gözüküyor…
Anlaşılan Cumhurbaşkanı’nın son hamlesi gerek AK Parti il ve ilçe teşkilatları gerekse belediye başkanları arasında “travmaya” neden olmuş.
Şimdilerde herkes nerede “saf” tutacağını ve hangi tarafta yer alacağını belirlemek için en azından 22 Mayıs’ı bekleyecek gibi gözüküyor.
Herkes “Olağanüstü Kongre’de” kim Genel Başkan olursa onun yanında yer almak için şimdilik sükûnetini korumaya çalışıyor…
Öte yandan 22 Mayıs’ta yapılacak olan “Olağanüstü Genel Kurul’da” sadece Genel Başkan seçimi yapılmayacak.
Partinin birçok organında özellikle de MKYK’da köklü değişimlere gidilerek AK Parti yeniden “dizayn” edilecek gibi gözüküyor.
Nitekim bunun sinyallerini Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamalarla verdi. Merak edilen; değişikliğin nerelere kadar uzayacağı ve kimlerin devre dışı kalacağı…
Aslına bakarsanız Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasında nasıl bir diyalog yaşanıp “Olağanüstü Kongre” kararı alındı bilmiyoruz.
Ancak AK Parti’nin ciddi bir “revizyondan” geçip baştan aşağıya yenilenme zamanı gelmiş de geçmişti bile.
Zira özellikle bazı isimler ve il, ilçe belediye başkanlarının yıllardır aynı koltukta oturup artık AK Parti’nin çizgisinden saptığını görmemek için “kör” olmak lazım…
Kimse kusura bakmasın. AK Parti içinde “hizipleşme” ve gruplaşma kendini iyiden iyiye göstermeye başlamıştı.
Sakarya’da bile milletvekilleri bir grup, belediye başkanları başka bir grup oluşturup kendi aralarında bir “güç” savaşına girdiler.
Hatta bu güç savaşı, AK Parti içindeki bir grubu, diğer AK Partilileri karalamak adına birtakım haberleri bazı medya kuruluşlarına servis etmeye kadar götürdü…
Kişiliği ve duruşuyla her zaman takdir ettiğimiz Başbakan Ahmet Davutoğlu da bu gidişata dur diyemeyince, Cumhurbaşkanı Erdoğan olaya el koymak durumunda kaldı.
Şayet Cumhurbaşkanı Erdoğan bu gidişata “dur” dememiş olsaydı büyük ihtimalle AK Parti içindeki grupların çekişmesi giderek büyüyebilirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha gerçek bir “lider” olduğunu gösterdi ve “AK Parti’deki ‘hizipçi’ grupların tasfiyesi” için düğmeye bastı. Şimdi onlar düşünsün…