Bugün yazım kısa olacak…

Tecrübeli avukatlardan…

Ve…

Sakarya Barosu üyesi Leyla Ekmen Epözdemir’in “Adalet” başlıklı çok anlamlı makalesini aşağıya yayınlıyorum…

“İlkokulda kokulu silgi ve 24’lü pastel boya takımı olanlar vardı.

Bir de önlüğü yırtık olanlar…

Kırmızı çoraplı, çok havalı bir kız vardı mesela.

Bütün sınıf o kızı seviyorduk.

Evden ekmek arası peynir getirenlerimiz bile vardı.

Çikolata yiyenler ve çikolatanın tadını bilmeyenler…

Çöp kutusunun etrafında konuşanlar falan.

Sonra bir arkadaşım vardı, epey fakirdi.

Önlüğünün içine kazak giyiyordu, montu yoktu.

Okuldan mont dağıttılar montu olmayanlara.

Bot falan da verdiler.

Bütün sınıfın önünde adları okundu, botları ve montlarını aldılar.

Çocuktuk anlamıyorduk.

Bu işte bir kötülük, bir çocuğun onurunun çiğnenmesi vardı.

Evet, eğitimci olmalarına rağmen o günlerde bizim öğretmenlerimiz bunu düşünememişti.

İleride öğretmen olursanız siz düşünün mesela.

Dünyada adalet yok demek kolay, adaleti belirleyenler biraz da biz değil miyiz?

Adalet sendin!

Dönüp dolaşıp bulamadığımız şeydir belki de adalet…