Yaz aylarının en hareketli günlerini yaşıyoruz.

Düğün dernek, söz, nişan, sünnet derken cemiyetler de yaz sona ermeden peş peşe sıralanıyor.

Cemiyetlerde özellikle de, cemiyet sahibini en fazla korkutan konuların başında bahşiş için kendini arabaların önüne atan çocuklar geliyor.

Öyle ki;

Kaçsan kaçamıyorsun.

Versen kurtulamıyorsun…!

***

Daha iki gün önce haberlere konu oldu.

Sakarya’da küçük bir çocuk, içinde gelin ve damadın bulunduğu aracın önüne kendini atıverdi.

Taş çatlasa 11-12 yaşlarında bir çocuk.

Gelin arabasının ön kaportasına tutunmuş.

Kendisine verilecek üç beş kuruş bahşiş için canını hiçe sayıyor.

Bu çocuk, sadece bir örnek…!

***

Kameralara, fotoğraflara yansımayan o kadar çok benzer vaka var ki.

Kimi tek tek!

Kimi toplu halde!

Bazen de “cümbür cemaat” bütün mahalle gelin arabalarının önünde.

İşin kötüsü zamanla iş “zorbalığa” kadar varıyor.

Bacak kadar “kopil”, damada “kafa tutmaya” kalkıyor.

- Bahşiş vermeden geçirmeyiz.

***

Peki;

Değer mi?

O zarfın içinden ne kadar para çıkmasını bekliyorsunuz?

Size verilecek bahşiş 5-10 lira, hadi bilemedin 20 liradan daha fazla olmayacak.

Bu bilindiği halde kendinizi araçların önüne atıp;

Hem canınızı.

Hem de karşınızdakileri tehlikeye atmaya değer mi?

Canınız o zarftaki paradan daha mı değersiz?

Her şeyi geçtim;

Başınıza bir şey geldiğinde ailelerinizi üzmeye değer mi?

Elbette değmez…!

***

Bizim zamanımızda da bu tür şeyler olurdu.

Ancak mahallenin büyüğü, damattan yüklü miktarda bahşişi koparır bütün çocuklarla paylaştırırdı.

Bir daha da gelin aracının yolu kesilmezdi.

Böylece kimsenin burnu kanamadan;

Tehlikeli görüntüler ortaya çıkmadan konu halledilirdi…!

***

Netice itibariyle

Bu konuya yetkililerin el atmasını isteyeceğim ama bu konu onları da aşıyor.

Bu işin asıl sorumluları ailelerdir.

Çocukların bu konuda “kulakları” mutlaka çekilmelidir.

Aksi halde istenmedik bir olay meydana geldiğinde kimse suçu karşı tarafta aramasın.

Asıl suçlu anne ve babalardır…!