Hepimizin içinde büyük yaralar açan 17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan deprem Adapazarı’nda büyük hasara neden oldu.
Resmi kayıtlara göre tam “3 bin 988 insanımız hayatını kaybetti.” Bunun yanı sıra “5 bin 180 kişi de yaralandı.”
Tabi bunlar resmi kayıtlara düşen rakamlar. Depremin ilk günü cenazelerini gömen ve topluca defnedilenler arasında gömülenler buna dâhil değil…
İşin can kaybı boyutu böyle! Bir de yıkılan, ağır hasarlı, orta hasarlı ve hasarsız konut sayısı var ki bu rakamlar hiçbir zaman net olmadı.
Resmi kayıtlara göre Sakarya ili içinde “81 bin 702 konut ve işyerinin çeşitli düzeylerde hasar gördüğünün” tespiti yapıldı.
Bunlardan 29 bin 701’i yıkık ve ağır hasarlı, 22 bin 157’si orta hasarlı geriye kalan 29 bin 844’ü ise hafif hasarlı olarak kayda geçti…
Yukarıda da belirttiğim üzere 17 Ağustos Depremi’nde ne ölen vatandaşlarımızın sayısı ne de hasarlı binalar konusunda net bir kayıt tutulamadı.
Bugün Sakarya’da birçok aile halen 17 Ağustos Depreminde kaybettiği yakınlarının mezarının nerede olduğunu bilmiyor.
Buna bir de “kayboldukları” iddia edilen kişileri ekleyecek olursak 17 Ağustos, ölü ve yaralıların kayda geçmesi açısından tam bir “skandala” dönüşmüştü…
Yıkılan ve hasarlı binaların sayılarına gelince; bu konuda o dönemde zamanın hükümeti tarafından görevlendirilen memurlar tam anlamıyla “vebal” altındadır.
Görevlendirilen birçok memur “ağır hasarlı” binaları göz göre göre, insafsızca “hasarsız” diye kayıtlara geçirdi.
Gerekçe olarak ise “Devleti de düşünmek lazım. Bu kadar yükün altından devlet nasıl kalksın” gibi bir açıklamanın arkasına sığınıldı…
Tabi o zamanlar can derdine düşmüş depremzede de yapılan bu haksızlığı, ses çıkarmadan kabullenmek durumunda kaldı.
Gerçi daha sonra bazı duyarlı vatandaşların itirazları üzerine mahkeme sayıları çok düşük kalan hasarlı binalar ile ilgili haksızlığı düzeltti.
Ancak araya “rant” girince birçok “hasarlı” bina “hasarsız” olarak kaldı. Bugün bile “hasarlı” olmasına rağmen “hasarsız” raporu verilen binaları etrafta görmek mümkün…
Evet, bugün sizlere 17 Ağustos ile ilgili resmi bilgiler vermek istedim. Zira bugün 16-17 yaşlarında olan gençler bunları pek bilmez.
Biz görür müyüz, göremez miyiz bilemem ama 1999 doğumlu olan gençler, bu felaketin aynısı, belki de daha şiddetlisini mutlaka yaşayacak.
O yüzden hem bizlerin hafızasının tazelenmesi hem de gençlerin “kulağına küpe” olması adına “17 Ağustos 1999 bilançosu” hakkında bilgi vermek istedim…