Geçen hafta tam da “Berat Kandili” akşamı gelen haberler yüreğimizi yaktı.

Canımızı sıktı.

İdlib’te rejim unsurları tarafından yapılan saldırıda 33 askerimiz “şehit” oldu.

32 askerimiz de yaralandı.

Allah “şehitlerimize” rahmet eylesin.

Ocaklarına “ateş” düşen ailelerine de Allah sabırlar versin.

Yaralılarımıza da Allah “acil” şifalar versin…!

***

Tabi bu hadise hepimizi derinden yaraladı.

Ancak yapılan saldırının hemen ardından!

Verdiğimiz “şehitlerin” acıları daha taze iken!

“Sosyal medya” üzerinden yapılan “alçakça, şerefsizce” paylaşımlar acımızı kat be kat arttırdı.

İnanın “sosyal medya” üzerinden yapılan o alçak paylaşımlar Esat rejiminden daha ağır geldi…!

***

Tabi bu paylaşımlar üzerine devlet “sosyal medya” erişimini kısıtladı.

Doğrusunu da yaptı.

Hatta geç bile kalındı.

Keşke daha bu “hain” saldırı olur olmaz “sosyal medyaya” erişim kısıtlansaydı.

Biz de bu “vatan hainlerinin” yaptığı yalan, yanlış paylaşımları görmeseydik…!

***

Bu insanların kanı bozuk!

Hangi kanı taşıdıklarını da tahmin etmek güç değil.

Zira kendi devletine “kin” duyan, “şehit” olan askerlerin üzerinden “alçakça” paylaşım yapan bizden olamaz.

Neredeyse “zil takıp” oynayacaklar.

Zannedersiniz ki “hain” Esat’ın askerleri.

Yuh olsun onlara.

Yazıklar olsun onlara…!

***

İçimde fırtınalar kopuyor.

Dolayısıyla yazımı da daha fazla uzatmak istemiyorum.

Zaten bu olay karşısında yerel konularda “yorum” yapacak hailimiz yok.

Önümüzdeki günlerde İdlib konusuna devam edeceğiz.

Şimdilik bu kadar…!