Adet olduğu üzere “medya” mensupları seçim günü “adayların” sandık başında “oy” kullanırken fotoğraflarını çeker.

Sonra da çekilen bu fotoğraflar “medyada” yayınlanır.

Pazar günü de bu gelenek bozulmadı.

Hemen her parti “adayının” sandık başında “oy” kullanırken fotoğrafları çekildi.

Sonra da bu fotoğraflar çeşitli “medya” kuruluşlarında yayınlandı…!

***

Pazar günü “medyadetay.com’un” dijital “posta kutusuna” sandık başında “oy” kullanırken çekilmiş birçok fotoğraf düştü.

Bu fotoğrafları incelerken bir fotoğraf dikkatimi çekti.

Sonra da bu fotoğrafı bilgisayar ekranıma alıp uzun uzun baktım.

Pazar günü itibariyle hala daha belediye başkanı olan o isim “tek başına” sandığa gelmiş “oyunu” kullanıyor.

Etrafında bir Allah’ın kulu yok.

Dahası düne kadar kendisine “ağabey” hatta “baba” ve tabii ki “en büyük başkan” diyen bazı basın mensupları da yok.

Oysa yeniden “aday” gösterilmiş olsaydı o fotoğraf karesi boş kalır mıydı?

İçinde kimler olurdu kimler…?

***

Evet;

O fotoğraftaki isim Sakarya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Zeki Toçoğlu’ndan başkası değildi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi basın bürosu tarafından çekilen o fotoğraf muhtemelen bütün “medya” kuruluşlarına servis edildi.

Hangi “medya” kuruluşları tarafından ilgi görüp haber yapıldı bilemem.

Ancak Zeki Toçoğlu’nun o halini görünce gerçekten içim burkuldu…!

***

Gerçi kendisiyle Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği 2009 yılından beri yıldızımız hiç barışmadı.

Bugüne kadar kendisine “eleştirmekten” başka ne kötülük yaptığımızı da hatırlamıyorum.

Ancak Zeki Toçoğlu’nun bize karşı tepkili olduğunu biliyorum.

Öyle ki;

Gün oldu bizi gördüğü yerde yolunu değiştirdi.

Gün oldu Büyükşehir olarak düzenlenen bazı toplantılarda bizi yok saydı.

Tabi bu tavır karşısında her şeye rağmen biz de kendimizi ezdirmedik…!

***

Kimse kusura bakmasın:

Ancak belediye başkanı da olsa insan biraz da hatayı kendinde arayacak.

Etrafındaki insanlara dikkat edecek.

Kiminle çalıştığına, kime güveneceğine, kiminle yola çıktığına bakacak.

Hele “beraber yola çıktığı insanları, yolda karşılaştığı ilk kişilere değişmeyecek.”

Hele, hele; “o bizim çocuk, bu bizden, şundan bize sıkıntı gelmez” deyip menfaat icabı yanında olanlara dikkat edecek.

Zira ipe sapa gelmez adamlarla bir araya gelip yol yürürsen, gün gelir işte böyle yalnız kalırsın.

“Dostunu, düşmanını” ayırt edemezsen gün gelir “tek başına” kalırsın.

Yine de her şeye rağmen “aynı gemide” yer aldığın fakat zamanında dışladığın o insanlar senin için vicdan yapar…!

***

Zeki Toçoğlu’nun yerinde ben olsam o fotoğrafı büyütür başucuma koyarım.

Sonra da o fotoğrafa bakıp bakıp; “ben nerede hata yaptım” diye bir muhakeme yaparım.

“Daha düne kadar yanımda olanlar şimdi nerede” diye kendime sorarım.

“Prenslerim nerede?”

“Her gün yanımda olup şirinlik yapanlar nerede” diye kendimi sorgularım.

Keşke o fotoğraf hiç çekilmeseydi.

Bari biz de bugün vicdan yapmazdık…!