Çok enteresan.

Biri çıkıyor.

Hayır yapacağım deyip “usta” tutup şehrin simgesi olmuş tarihi Orhan Cami Şadırvanını “helâ mermeriyle” kaplamaya kalkıyor.

Tabi bu durumu gören vatandaşlar haklı olarak şadırvanın mermerle kaplanmasına tepki gösteriyor.

Sonrasında ise tarihi şadırvanın “helâ mermerleri” ile kaplama işi durduruluyor.

Böylece elimizdeki sayılı tarihi eserlerden biri olan tarihi Orhan Camii Şadırvanı duyarlı vatandaşlar sayesinde kurtulmuş oluyor…!

***

İşin enteresan tarafı;

Tarihi şadırvanı “helâ mermeri” ile kaplayan sözüm ona hayırsever vatandaşın kim olduğu belli değil.

Adam şehrin göbeğinde tarihi bir dokuyu kafasına göre “tahrip” ediyor.

Bu şehrin yetkililerinden, ilgililerinden biri de kalkıp adama;

- Hoooop hemşerim n’apıyorsun?

Demiyor.

Yetkililerin, ilgililerin yapması gerekeni vatandaş yapıyor.

Bu nasıl iştir yahu…?

***

İşin daha enteresanı;

Tarihi şadırvanı “helâ mermeriyle” kaplayan şahıs da “gizemli” bir şekilde aniden ortadan kayboluyor.

Kim bu hayırsever?

Bilen yok.

Daha doğrusu adamı ne gören var ne de tanıyan.

Gerçekten çok enteresan…!

***

Çok net hatırlıyorum.

Gençlik yıllarımızda Orhan Cami içinde yola yakın yerde bir şadırvan daha vardı.

Belki hali hazırdaki mevcut şadırvan gibi tarihi bir dokusu yoktu.

Ancak yapılış tarihi bakımından eski bir şadırvandı.

Sonra ne olduysa oldu.

Bu şadırvan gereksiz yere yıkıldı.

İyi mi oldu?

Tam tersi o şadırvana da yazık oldu, yazık…!

***

İşin doğrusu;

Bir hayırseverin çıkıp kafasına göre Orhan Camii Şadırvanı’nı “helâ mermeriyle” kaplayacağına pek aklım kesmiyor.

Bu işin arkasında mutlaka bir kurum vardır.

Artık o kurum da “Anıtlar Yüksek Kurulu mu” yoksa bir belediye mi bilemem.

Yapılan iş doğru olsaydı şimdiye kadar birileri çıkıp çoktan yapılanı sahiplenirdi.

İş yanlış olunca haliyle kimse de sahiplenmiyor…!

***

Netice itibariyle;

Neredeyse 1800’lü yılların ortasından günümüze kadar gelen Orhan Camii’nin tarihi Şadırvanını duyarlı vatandaşlar sayesinde kurtardık.

Yine de yatıp kalkıp “dua” edelim.

Adam hayır, hasenatını şadırvan için kullanmış.

Ya adam hayır yapacağım diye Orhan Camii’nde tadilata başlamış olsaydı?

Bu şehrin “ilgisiz yetkililerine” duyurulur…!