Uzun süren bir Kurban Bayramı tatili daha sona erdi.  Tatil vesilesiyle biz de bu süre zarfında dinlenme fırsatı bulduk.

Her ne kadar uzunca bir süre tatil yapsak da gündemden bir türlü kopamadık. Gerçi bayram Sakarya’da sakin geçti.

Ancak ülke genelinde yine her bayram tatilinde olduğu gibi kazalar gündemin en önemli konuları arasında yer aldı…

Maalesef onca uyarıya ve günlerce yapılan ikazlara rağmen bu bayram da yollar “kan gölüne” döndü.

En son takip edebildiğim kadarıyla bayram öncesi ve sonrası yaşanan trafik kazalarında yüzden fazla insan hayatını kaybetti.

Tabi meydana gelen kazalarda da yüzlerce insan yaralandı ve birçoğu da ömür boyu sakat kaldı…

Doğrusu yapılan onca “otoyola” ve “duble yola” hatta “köprü” ve “alt, üst” geçide rağmen kazaların bir türlü önlenememesi de hayli ilginç!

Bu anlamda geçmiş yıllara oranla kazalarda azalma olacağına tam tersi yollar hala “kan gölünden” geçilmiyor.

Elbette artan nüfus ve araç sayısına bakacak olursak kaza sayısında bir azalma var ama yine de istenilen seviyede değil…

Demek ki kazaları önlemenin yolu sadece alt yapıdan geçmiyor. Kazaları önlemenin en önemli faktörlerden biri de hiç kuşkusuz “eğitim.”

İstediğiniz kadar “otoyol, duble yol, köprü, alt, üst geçit” yapın, nafile. İnsanlara “kurallara” uyma konusunda yeterli “eğitim” verilmemişse sonuç değişmez!

Her uzun tatil sonrası yollarda yüzlerce “ölü” ve bir o kadar da “yaralının” olduğu kaza haberlerini okumaya devam ederiz…

“Eğitim” derken kesinlikle “üniversite” diplomasından falan bahsetmiyorum. Zira bu konuda yapılan istatistikler de ortada.

“Eğitim” durumu yüksek insanların kaza yapma oranı diğerlerine göre hiç de azımsanacak miktarda değil.

Hatta “yaralamalı” kazalarda direksiyon başında bulunan sürücülerin “eğitim” düzeylerinin daha yüksek olduğu yapılan istatistiklerden anlaşılıyor…

Anlayacağınız bu işin “diplomayla” falan bir ilgisi yok. Kazları önlemenin temelinde “trafik” eğitiminin yanı sıra “kurallara” uyma, işin başında geliyor.

Maalesef milletçe “kurallara” uyma noktasında çok da başarılı değiliz. Tam tersi “kural tanımama” noktasında birbirimizle yarışıyoruz.

Netice itibariyle her bayram olduğu gibi “yine bir bayram tatili klasiği” yaşadık. Yüzlerce aile “bayram sevinci” yerine hüzün yaşadı. Akıllandık mı? Hiç sanmıyorum…