Karadeniz’de cumartesi sabahı meydana gelen 5 büklüğündeki deprem Sakarya’dan da hissedildi.
Depremi az da olsa hissedenler hemen telefonlara sarıldı ve birbirlerine haber verdi.
“Deprem oldu, fark ettin mi?”
Evet, ben hissetmedim ama çoğu kişi depremi fark etti ve panik yaşadı.
Deprem kendini unutturmuyor.
Başka yerlerde yaşanan depremlerle ilgili haberleri okurken belki çok fazla etkilenmiyoruz ama o sarsıntıyı hissettiğimiz anda yaşadığımız korku ve paniği kelimelerle anlatmanın tarifi yok.
Saniyeler içinde kafamızdan binlerce soru geçiyor. Ne kadar sürecek, yıkım olacak mı, enkaz altında kalır mıyım ve önemlisi de ölecek miyim?
17 Ağustos 1999 Marmara depremini bu şehirde yaşayanlar, o korkunç geceye şahitlik edenler depremin ne demek olduğunu çok iyi biliyor.
O çaresizlik hissinin boğucu etkisi bir anda hepimizi sarıveriyor.
Öyle ki, yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Dua ediyoruz, içinde bulunduğumuz bina üzerimize yıkılmasın diye.
Dua ediyoruz, bir an önce kendimizi sağ salim dışarıya atabilmek için.
Çünkü biliyoruz ki, bulunduğumuz yapılar çok da sağlam değil.
Biliyoruz ki, üzerinde bulunduğumuz toprak, 1. Derecede fay hattında.
Yani depremin şiddeti çok fazla olmasa bile, bu kaygan zeminde binalarımız her an yıkılabilir.
Zemini bu kadar riskli olan Sakarya’da binaların durumu ne peki?
Depremden sonra getirilen kat sınırlamaları, alınan meclis kararlarıyla yükseltildi.
Acaba yapılan binalar, deprem yönetmeliğine göre mi inşa ediliyor?
Gerçekten de iki ya da üç katlı inşa edilen binalar depreme çok mu dayanıklı?
Sonuçta, iki katlı bina depremde yıkılmaz diye bir kural yok.
Yeni yeni konutlar yapılıyor. Dış görünüşlerine ve fiyatlarına bakarsanız son derece lüksler.
Bu lükslük içinde depreme karşı gerekli önlemler alınıyor mu?
Bunun yanında bir de şehir merkezinde hala hasarlı ve çok katlı binalar mevcut.
Her gün yanından, altından geçtiğimiz 4-5 katlı binalar gerektiği gibi güçlendirildi mi?
Ya da yapılan güçlendirmeler yeterli mi?
Yoksa merkezdeki bu binaların hepsinin, maliyeti ne olursa olursun, yıkılması daha mı sağlıklı olurdu?
Bu şehrin yetkilileri sağlam yapılar önceliğimiz derken gerçekten de yeterli denetimi yapıyorlar mı?
Sorular, sorular, sorular…
Karadeniz’de bir deprem oldu, bir anda yeniden deprem gerçeği ile yüzleştik.
Demek ki bu şehrin, bu gerçeği unutma lüksü yok.