Okuyanlar hatırlayacaktır. Geçen hafta, bu köşede, yapmış olmak için yapmayın diye bir yazı yazıldı.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından Cumhuriyet Mahallesi Şal Sokak’ta yapılan düzenlemeler çerçevesinde, yetkilileri bazı sorular yöneltmiştik.

Bu sorulara yanıt geldi mi?

Tabi ki hayır!

Zaten yetkililerin böyle durumlarda açıklama yapmak gibi bir alışkanlığı yok maalesef.

O yazıda özellikle, Şal Sokak’ta bir apartmanın kaldırımı işgal eden bahçesiyle ilgili soru sormuştuk.

O duvarı yıkacak mısınız? Yıkmazsanız yaptığınız işin bir anlamı yok demiştik.

Çalışmalar başlayalı neredeyse bir hafta oldu. Cadde boyunca kaldırımlar söküldü. İş makineleri harıl harıl çalıştı.

Ama baktık ki, o bahçeye dokunan yok.

Biz de gidip esnafa sorduk, “Bu duvar niye yıkılmıyor? Bina hatırlı bir kişinin binası mı?” dedik.

Esnafın verdiği cevap ise şu şekilde oldu, “Belediyenin istimlak etmesi lazım. Ama burası pahalı bir cadde ya, istimlak parası biraz çok tutar. Galiba Büyükşehir Belediyesinin bu bahçe için ödeyecek parası yok.”

Vay be!

Eğer gerçekten böyleyse çok yazık. Demek ki belediyenin 3-5 metrekare yer için ödeyecek parası yok.

Yok eğer böyle değilse daha büyük yazık.

Kaldırım işgali diye kendini parçalayan büyükşehir belediyesi, vatandaşın yolunu kapatan bir bahçenin birer metrelik iki duvarını yıkamıyor.

Peki neden?

Şehirleşme böyle mi olur? Gelişmek istiyorsan, vurursun kazmayı yıkarsın.

Koca koca yollar, bulvarlar açtık diye övünen Sakarya Büyükşehir Belediyesi, şehrin en işlek caddesindeki bir duvarı yıkamıyorsa eğer, söyleyecek bir şey yok.

O zaman vatandaş olarak, yolların bozukluğundan, güdük kaldırımlardan, çukurlardan, trafikten hiç şikayet etmeyelim.

Bir duvarı bile yıkamayan belediye, bunları nasıl yapsın?