İki günde 6 vaka.

İl Pandemi Koordinasyon Kurulu, Sakarya’daki “koronavirüsü” salgını ile ilgili toplantı sonrasında bu sevindirici haberi verdi.

Açıklamayı Vali Ahmet Hamdi Nayir yaptı.

Buna göre son iki günde şehir genelinde görülen “koronavirüs” vaka sayısının 6 olduğunu söyledi.

Mevcut hasta sayısının yüzde “69’unun da” taburcu edildiğini ifade etti…!

***

Tabi bu sevindirici bir haber!

İnşallah en kısa zamanda “koronavirüs” vaka sayısı sıfırlanır.

Hastanelerde “koronavirüsünden” yatan hasta kalmaz.

Bizim hastane personelimiz de “yoğun bakım servisinde” bunu “penguen dansı” ile değil de Sakarya’nın yerel türküsü eşliğinde kutlar.

Hani şu Hendek yöresine ait;

- Elmayı top top yapalım.

Türküsüyle…!

***

İşin şakası bir yana;

Başta sağlık çalışanları olmak üzere gecesini gündüzüne katan kim varsa herkese ayrı ayrı teşekkür ediyoruz.

Gerçekten büyük bir iş başarıldı.

Hazır bu kadar başarılı bir sonuca ulaşmışken vatandaş olarak bizler de bir müddet daha kendimize çeki düzen versek!

Dışarıya çok zorunlu olmadıkça çıkmasak!

Çarşıya çıkmak zorundaysak da “maskemizi” taksak.

“Sosyal mesafeyi” korusak…!

***

Biz de diğer iller gibi normalleşelim artık.

Kısıtlamalardan kurtulalım.

Herkes çok bunaldı.

Çok sıkıldı.

Gelin bu gidişatı bozacak, sekteye uğratacak hatta “koronavirüslü” günlerimizi uzatacak eylemlerden kaçınalım.

Yapılması gereken belli!

Laf dinleyip kurallara uymak!

Bu kadar basit…!

***

Allah muhafaza;

“Koronavirüsü” ile mücadele bu aşamaya geldikten sonra vaka sayısı tekrar artma eğilimine girerse “yandı gülüm keten helva.”

İşte o zaman kısıtlamayı gör.

Evinin penceresinden burnunu çıkartamazsın, burnunu.

Bugünkü kısıtlamalara bile razı olursun.

Artık haftalarca, belki de aylarca “dört duvar” arasında oturup durusun…!

***

Deme ki neymiş?

“Deli danalar” gibi gereksiz yere orada burada dolaşmayacakmışız.

Bir yerimizi kapatıp evde oturacakmışız.

Öyle;

Hoş geldin, beş gittin ziyareti, miyareti yokmuş.

Maske takıp “sosyal mesafeyi” koruyacakmışız.

Aksi halde ağzımızda bir metre boruyla “yoğun bakımda” buluşurmuşuz.

- Do you understand?

- Okey, okey!

Başka nasıl anlatayım bilemedim…!