Geçtiğimiz yıl Eylül ayında Anadolu Gazetesi Sahibi Adnan Uyumaz’ın BİK çalışanlarına yaptığı silahlı saldırı ile ilgili duruşma dün yapıldı.Haliyle Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan ilk duruşmaya ilgi de oldukça yoğun oldu.Uyumaz’ın ailesi ve B
Geçtiğimiz yıl Eylül ayında Anadolu Gazetesi Sahibi Adnan Uyumaz’ın BİK çalışanlarına yaptığı silahlı saldırı ile ilgili duruşma dün yapıldı.
Haliyle Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan ilk duruşmaya ilgi de oldukça yoğun oldu.
Uyumaz’ın ailesi ve BİK çalışanlarının yanı sıra yerel ve ulusal gazetecilerin temsilcileri de duruşmaya büyük ilgi gösterdi…
Dünkü yazımda da belirttiğim üzere, olayla ilgili Adnan Uyumaz’ın nasıl bir ifade vereceği merakla bekleniyordu.
Duruşmayı salonda izleyen gazetecilerden alınan bilgilere göre Adnan Uyumaz ifadesinin bir bölümünde “pişmanlığını” dile getirmiş.
Uyumaz 4 yaşında babasını yine bir silahlı saldırıda kaybettiğini, dolayısıyla “babasızlığın ne olduğunu bilirim” diyerek savunmasına başlamış.
Sonra da “Maddi ve manevi ne yapılması gerekiyorsa yapmaya hazırım” diyerek de savunmasını sürdürmüş.
“Ben şeker hastasıyım, o anda bilincimi kaybettim. Sağa sola rastgele ateş ettim” ifadeleriyle de “çok pişman” olduğunu dile getirmiş.
Maalesef “son pişmanlık” fayda etmiyor. Giden fidan gibi iki arkadaş da geri gelmiyor. Geride kalan ailelerin acıları da son bulmuyor…
Tabi Adnan Uyumaz hâkim karşısında “pişmanlığını” dile getirirken, olayın öncesi ile ilgili çok çarpıcı ifadelerde de bulunmuş.
Mesela, Sakarya Esnaf ve Sanatkârlar Odası “SESOB” aleyhine haber yaptığı için bazı kişilerin kendisini hedef gösterdiğini ileri sürmüş.
Zira Adnan Uyumaz “ek savunmasında” verdiği ifadede “SESOB” ile ilgili yaptığı haberlerden dolayı “hedef gösterildiğini” ifade etmiş.
Doğru mu yanlış mı bilemem. Adnan Uyumaz’ın bütün bu ifadelerinin ne denli doğruyu yansıttığını mahkeme süresince göreceğiz…
Öte yandan yine Adnan Uyumaz’ın “ek savunmasında” dile getirdiği “Sakarya Gazeteciler Cemiyeti” ile ilgili ifadesi de dikkat çekici.
Adnan Uyumaz, gazeteye gelen BİK görevlisi Devrim Özergin’in kendisine “Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ile iyi geçin” dediğini söylemiş.
Rahmetli Devrim Özergin’in böyle bir ifade kullanıp kullanmadığını bilemeyiz. Öyleyse Uyumaz’ın durduk yere bunları neden gündeme getirdiğini anlamak güç.
Zira ne “SESOB” ne de “Sakarya Gazeteciler Cemiyeti” ile ilgili gündeme getirdiği konular Adnan Uyumaz’ın işlediği suçu hafifleteceğini sanmıyorum.
Öte yandan kimsenin de kimseyle “iyi geçinmek” gibi bir mecburiyeti yok. Herkes kanunlar çerçevesinde işini yapar. Beğenen de olur beğenmeyen de.
Ama ifadede yer aldığı üzere, “SESOB” ve “Sakarya Gazeteciler Cemiyeti’nin” Adnan Uyumaz’ın üzerinde “zerre kadar” etkisi olmuşsa bu durum “vicdanları” acıtır.
Bu noktada önemli olan Adnan Uyumaz’ın verdiği ifade değil, “vicdanen” rahat olup olmamaktır. Şayet “vicdanınız rahat ise” kimin ne söylediğinin hiç önemi yoktur…
Next