15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden tam 6 ay geçti.
O gece yaşananlar hepimizin hafızalarında hala daha canlılığını koruyor.
Üzerinden yıllar geçse de kolay kolay unutulmayacak.
Öyle böyle değil, ülkemiz gerçekten de çok büyük bir badire atlattı.
Büyük tehlikenin atlatılmasında da hiç kuşku yok ki vatanını, bayrağını seven ve bu uğurda canını hiçe sayan binlerce insanın asla unutulmayacak o şanlı direnişi yer alıyor.
Tüm yurtta olduğu gibi Sakarya’da da, 15 Temmuz’un ardından hain terör örgütüne yönelik operasyonlar devam ediyor.
Zaman zaman FETÖ ile mücadelede bir yavaşlama olduğunu düşünsek de bu eli kanlı terör örgütüyle savaş sürüyor.
Özellikle Sakarya’da, her ne kadar birileri “FETÖ Sakarya’da önemli bir örgütlenme içine girememiştir” dese de, aslında nasıl yuvalandıklarını görüyoruz.
Devletin hemen hemen her kademesine sızmış olan örgüt üyeleri, Cumhuriyet Başsavcılığı ve emniyetin başarılı çalışmalarıyla bir bir yakalanıyor ve adalet önüne çıkarılıyor.
Şimdi hesap verme zamanı. Herkes yaptığının bedelini ödeyecek elbet.
Ancak daha bu yakalananlar bence buzdağının sadece görünen yüzü.
FETÖ denen örgütün ne kadar tehlikeli ve sinsi olduğunu hepimiz biliyoruz.
Hatta hala daha, uyuyan hücrelerin uyandırılmasından bahsedenler bulunduğunu, yeni yeni planlar yapıldığını, birilerinin de bir takım beklentiler içinde olduğunu görüyoruz. 
Bu yüzden de uyanık olmak zorundayız.  
Her gün yeni operasyonların yapılması, yeni göz altıların sürmesi ise içimizi rahatlatıyor.
Ve dileğimiz o ki, terör örgütünün tek bir üyesi bile kalmayıncaya kadar operasyonlar sürsün. Bu tehlikeli örgütün kökü kurusun. Uyuyan hücrelerin uyanmasına izin verilmesin.
Operasyonlar kime ya da nereye kadar uzanacaksa uzansın, gizli saklı kalmış birileri varsa mutlaka ortaya çıkartılsın.
Bu işin içinde öyle ya da böyle bir şekilde bulunanlar mutlaka cezalandırılsın.
Aksi halde bu uğurda canını verenlere, o gece tankların altına yatanlara, yaralananlara vefa borcu nasıl ödenir?