Kimi görsem ağlanıyor.

Hayat pahalılığından şikâyet ediyor.

Çarşı pazarda fiyatların uçtuğundan dert yanıyor.

Çok değil birkaç ay önce “50 TL” ile pazardan günlük ihtiyaçların karşılandığı söyleniyor.

Ancak bugün “100 TL’nin” bile günlük mutfak ihtiyaçlarını karşılayamadığı ifade ediliyor.

Yani “mutfakta işler” iyi gitmiyor.

Böyle giderse “mutfaktaki” sıkıntı daha da büyüyecek gibi gözüküyor…!

***

Elbette “mutfaktaki” sıkıntının bir sebebi de “fırsatçıların” gizli gizli “etiketlerle” oynamasıdır.

Pazardaki ve raflardaki mallarla öyle bir onuyorlar ki kimse farkına varmıyor.

Ne zaman ki alış-veriş yapılıp kasaya gidiliyor, işte o zaman millet feryadı basıyor.

Dün “10 TL’ye” aldığı bir ürüne bugün “25 TL” ödeyince “tansiyon” yükseliyor.

Ancak çare yok.

Evde tencere “boş” beklemez.

İçine bir şeyler koyacaksın.

Sonuçta vatandaş “homurdana, homurdana” aldıklarının parasını ödemek durumunda kalıyor.

***

İşin kötüsü herkes bu fırsatçıların milleti resmen “kazıkladığını” biliyor.

Ancak kimse de gidip adam gibi çarşı pazarı ve marketleri denetlemiyor.

Haliyle fırsatçılarda “meydanı boş bulunca” etiketlerle istedikleri gibi oynuyor.

Olan da her zaman olduğu gibi “gariban” vatandaşa oluyor.

Denetlenmeyen çarşı pazar yüzünden millet resmen boğazından kesmek durumunda kalıyor.

Pekine zamana kadar…?

***

Ne zaman kadar olur bilemem ama durum hiç de iç açıcı değil.

Millet çarşı pazardaki fiyatlara tepkili!

Ancak bunu dillendirmiyor.

Evinde ailesiyle birlikte konuşuyor ama birkaç kişi bir araya geldiğinde kimsenin “ağzını bıçak açmıyor!”

Tıpkı hani o bildiğimiz Kralın zam yapma “kıssadan hissesi” gibi.

İsterseniz bugünkü yazımızı da bu “kıssadan hisse” ile bitirelim…!

***

Kral her şeye zam yapmış ertesi gün yardımcısına sormuş;

- Halkın durumu ne?

- Çok üzgünler, kara kara düşünüyorlar.

Kral bir zam daha emretmiş.

Ertesi gün yine yardımcısına sormuş;

- Durum ne?

- Ağızlarını bıçak açmadı efendim.

Kral bir zam daha emretmiş.

Bu defa yardımcısı Kralın karşına telaşla çıkmış;

- Efendim, çok garip, herkes zil takıp oynuyor, davul zurna halay çekiliyor, göbek atan atana, vur patlasın çal oynasın!

Kral yerinden fırlamış.

- Aman ha! Bir daha sakın zam yapmayın.

Yardımcısı sormuş;

- Neden efendim?

Kral;

- Üçüncü zamdan sonra bunların ne yapacağı belli olmaz…!

***

Elbette millet henüz “zil takıp oynama” evresine gelmedi.

Ancak “oynatmaya” da az kaldı.

İnşallah çok geçmeden milletin derdine derman olacak bir çare bulunur.

Aksi halde bu millet yerel seçimlerde “zil takıp oynayacak!”

“Davul zurna halay çekip, göbek atacak.”

Nitekim böyle giderse “önümüzdeki yerel seçimlerde bu milletin ne yapacağı hiç belli olmaz!”

Hayırlısı bakalım.

Önümüzdeki günler ne gösterecek…!