Öncelikle hayanın ne olduğunu tanımlayalım. Haya, kişinin başkalarından çekinmesi ve utanması, kişinin kendini muhafaza etmesi, toplum içinde saygılı ve edepli olması, nerede ne konuşacağını bilmesi ve nasıl davranılması gerektiğini bilmesi diye tarif edebiliriz...
Utanmak, çekinmek ve sıkılmak manalarına da gelen haya, İslam ahlakında çok önemli bir yer tutmaktadır. Kişi bazen toplum içinde hoşa gitmeyen bir davranış yaptığı zaman, sonradan yapılan davranışın farkına varıp yüzün kızarması, utanması ve çekinmesi gibi duyguları da haya kategorisine dahil edebiliriz...
Ve en önemlisi haya, öncelikle Allah’a ve sonra insanlara karşı kendi insanlık konumunu muhafaza etmektir. Haya, namusu muhafaza etmek ve haysiyetini korumak manasına da gelir…
İslam Ansiklopedisinde ise haya şöyle tarif edilir; Ar, utanma duygusu. “Edep, mahcubiyet, utanmak; ar ve namus; nefsin çirkin şeylerden sıkılması ve bunun için kötü şeylerdi terk etmesi. Hoş ve güzel olmayan bir olayın ortaya çıkmasından kalpte meydana gelen bir incelik ve ızdıraptır”…
Haya herkese nasip olmayacak kadar değerlidir...
Bazı duygular vardır ki, günah ve ayıp sayılan şeyleri yapmamıza engel olur... Bunlardan birisi de sadece insanlara ait olan haya duygusudur...
Haya, çekinmek ve utanmak demektir. Namusu muhafaza etmek ve haysiyetini korumaktır...
Haya, hoşa gitmeyen şeylerin yahut da terk edilmesi yapılmasından daha uygun olan bir şeyin yapılması anında yüzünde beliren ince kızarma hali diye tarif edilmektedir. Utanma ve sıkılma anlamlarına da gelen haya, İslam ahlakında çok önemli bir yer tutmaktadır...
Haya, kişinin her hususta haddini bilip, onu aşmaması şeklinde de tanımlanabilir. Gerek Allah’a gerekse insanlar karşı kendi konumunu muhafaza etmesi insanın faziletlerindendir...
Dini anlamda haya, ar ve tekdiri mucip olan fenalıktan insanın son derece sıkılması demektir...
Bütün insanlar, saygı, sevgi, nezaket, hoşgörü, iyilik, adalet, güvenilir ve dürüst olan kimselere karşı sempati duyar bu kavramları kapsayan özellik edep ve hayada saklıdır...
Sağlıcakla kalın…