Saygının sözlükte iki anlamı var.

İlki; büyüklere, yaşlılara, değeri yüksek olanlara, kutsal bilinen kimselere, şeylere karşı duyulan, sevgi ve çekinmeyle karışık bağlılık duygusu.

İkincisi ise; başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu, inceliği.

Ancak biz insanoğlu son günlerde saygıyı iyice unuttuk.

Saygı deyince ne anlama geldiğini bile hatırlamaz olduk.

Sadece büyüklere, kutsal olana değil, günlük yaşantımızda da birbirimize hiç saygımız kalmadı.

Özellikle trakfikte.

Her geçen gün artan araç sayısıyla birlikte trafikte sürekli sıkıntılar yaşar hale geldik.

Sürücülerin birbirine olan saygısızlığı ve kural tanımazlığı had safhaya ulaştı.

Herkesin üstünlük tasladığı yollarda, kazalar da kaçınılmaz bir son olarak karşımıza çıkıyor.

Diğer insanları yok sayarak, bencilce ve saygısızca attığımız her adımın hem bize hem de karşımızdaki insana büyük zararlar verebileceğini unutmadan hareket etmemiz gerekiyor.

Ancak o zaman toplumun bir parçası olarak huzur içinde yaşayabiliriz. Yoksa huzursuzluk ve problemlerle, istemediğimiz olaylarla karşılaşabiliriz.

Ama dediğimiz gibi, kimsenin kimseye saygısı kalmadığı için de üzücü olaylar da kaçınılmaz oluyor.

Bu nedenle de artık anlamını bile unuttuğumuz saygıyı yeniden kazanmalıyız. Hem de biran önce.