Geçtiğimiz günlerde İP Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır kendi “twitter” hesabından bir paylaşım yaptı.

26 Nisan tarihli bu paylaşımda şunları yazdı;

- 1999 Depreminde iki ay içinde vatandaşına 70.000 ev teslim eden Devlet!

- 2020 yılında 0.80 krş’luk maskeyi temin edemeyen Akp iktidarı ve ortağı!

- Piar çalışmanız, şov yapmanız bitti ise yüzünüzü vatandaşımıza çevirin.

- Kızılayı göreve çağırmaktan başlayabilirsiniz mesela…!

***

Doğrusu 17 Ağustos 1999 Depremi’ni iliklerine kadar yaşayan biri olarak Ümit Dikbayır’ın o tarihte nerede olduğunu merak ediyorum?

Muhtemelen kendisi Sakarya’da değildi.

Aylardan Ağustos ve oldukça da sıcak bir gün olduğundan büyük bir ihtimalle “kankaları” İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu gibi deniz kenarında tatildeydi.

Ya da Adapazarı’ndaydı ve o gece yaşanan müthiş sarsıntı sırasında kafasını sert bir yere vurdu.

Veya kafasına “kolon” ya da “tuğla” düştü…!

***

Zira 17 Ağustos 1999 Depremi’nde devlet bırakın iki ayda 70 bin ev teslim etmeyi, yaşanan vahametin bile farkına anca iki ayda vardı.

Adapazarı’nda insanlar günlerce aç ve susuz kaldı.

Enkaz altında kurtarılmayı bekledi.

Ölülerine bile aylar sonra ulaştı.

Sıcaktan enkaz altındaki cesetler koktu.

Haftalar ve aylar boyunca Adapazarı ceset kokularına boğuldu.

***

Bak Ümit Dikbayır hemşerim;

- 1999 Depreminde iki ay içinde devlet vatandaşına 70.000 ev teslim etti!

Diyorsun ya;

Doğru konuşmuyorsun!

Zamanın hükümeti, değil iki ay içinde konut yapmayı, 2000 yılının Şubat ayına kadar “çadır kent” bile kuramadı.

Bırakın “çadır kenti”, vatandaşa “çadır” dağıtamadı “çadır.”

Millet isyan noktasına geldi.

Eski Valiliğin bulunduğu noktaya yürüyen vatandaş zor sakinleştirildi…!

***

Olaylar büyümesin diye Kızılay apar topar çadır dağıtmaya başladı.

Delik deşik, her tarafı “rutubetten” çürümüş “çadırlar” insanlara dağıtıldı.

“Hayvan” bağlasan durmayacak çadırları insanlara reva gördüler.

İnsanlardan bu çadırlarda bir kışı geçirmeleri istendi.

Neticede 2000 yılının Şubat ayında depremzedelerin bir kısmı,

Dikkat buyur Ümit Dikbayır hemşerim;

Depremzedelerin bir kısmı, “şanslı” olanlar “çadır kentlere” yerleştirildi.

İnsanlar 2000 yılının uzun ve soğuk kışını bez çadırlarda geçirmek zorunda kaldı…!

***

Bak biz senin gibi mesnetsiz, belgesiz konuşmuyoruz.

Bu ifade ettiklerimin hepsini hem kendi “arşivimden” hem de o günkü gazete ve TV arşivlerinden önüne koyarım.

Hatta ona bile gerek yok.

Merak ediyorsan şöyle “google” amcaya 17 Ağustos 1999 depremi ile ilgili yukarıda ifade ettiklerimi bir sor, bak karşına neler çıkartacak…!

***

Hemşerim Ümit Dikbayır;

Gelelim şu;

- 1999 Depreminde iki ay içinde vatandaşına 70.000 ev teslim eden Devlet!

İfadene.

Bilmiyorsan öğren.

Senin dediğin gibi vatandaşa iki ayda ev veya konut, hatta “çadır” ve “prefabrik” teslim edilmedi.

Milleti saf yerine koymayın.

Depremzedeler için Karaman’da yapılan konutların temeli 2000 yılı sonuna doğru atıldı.

Senin tabirinle evler de en erken 2001 yılında hak sahiplerine peyder pey teslim edildi.

Yani “2 ayda vatandaşa 70 bin ev teslim edildiği” doğru bir ifade değildir.

Kendi partililerinizi belki kandırırsınız ama Adapazarlı depremzedeleri ve “arşivleri” asla kandıramazsınız…!

***

Hemşerim Ümit Dikbayır;

17 Ağustos 1999 Depremi’nde çocuklarımın kursağından günler sonra geçen suyu ve ekmeği kim getirdi biliyor musunuz?

“Maske” bahanesiyle eleştirdiğiniz Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Yine eleştirdiğiniz Ankara eski Belediye Balkanı Melih Gökçek.

O gün bu devleti yönetenler, depremzedeleri çaresiz bırakırken onlar depremin ertesi bu şehirdeydiler.

Depremzedelerin ilk ekmeğini suyunu onlar getirdi, onlar!

17 Ağustos 1999 Depremi’nde siz neredeydiniz?

Sahi neredeydiniz…?

***

Bitti mi?

17 Ağustos 1999 Depremi ile ilgili rezillikler biter mi?

Hepsini yazmaya kalksak “ciltler” almaz “ciltler.”

Dolayısıyla son olarak 17 Ağustos 1999 Depreminde depremzedeler için toplanan “yardım” paralarının başına ne geldiği konusuna da kısaca değinmekte yarar var.

Toplanan paraların nasıl “iç” edildiğini bugün yirmi yaşında olanlar bilmez ama biz çok net hatırlıyoruz.

O “yardım” paraları depremzedelere dağıtılması gerekirken toplanan o paralarla hükümetin “memur” ve “işçi” maaşı ödediğini biz çok iyi biliriz.

Yahu gelen “ayni” yardımların bile nasıl buhar olduğunu biliyoruz.

Kaldı ki o “ayni” yardımların içinde ambalajı bile açılmamış ne malzemeler vardı.

Bütün bunlardan haberin var mı İP Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır…?

***

Anlaşılan CHP ve HDP ile ortaklık yapa yapa siz de onlara benzediniz.

CHP’nin en iyi yaptığı “çamur at izi kalsın” anlayışı size de bulaştı.

Zira AK Parti Hükümeti’nin bugün “maske” dağıtımını yapamadığı şeklindeki ifadeniz “çamur atmaktan” başka bir şey değildir.

Hele AK Parti Hükümeti’nin “koronavirüsü” üzerinden “piar” çalışması ve “şov” yaptığı şeklindeki ifadeniz “cıvık çamur atmaktan” başka bir şey değildir.

Gerçi attığınız çamur iz bırakır mı bırakmaz mı orasını bilemem.

Ancak ellerinizin her halükarda “çamurlandığı” kesin…!