Dile kolay 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın vefatının üzerinden tam 22 yıl geçmiş. Bugün bile kendisini hala “Rahmet” ve “hasretle” anıyoruz.Zira O, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nin ardından “Anavatan Partisi’ni” kurup bu ülkenin ve üzerinde yaşayan insanl

Dile kolay 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın vefatının üzerinden tam 22 yıl geçmiş. Bugün bile kendisini hala “Rahmet” ve “hasretle” anıyoruz.

Zira O, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nin ardından “Anavatan Partisi’ni” kurup bu ülkenin ve üzerinde yaşayan insanların ufkunu açan bir liderdi.

Öyle hizmetlere imza attı ki, kendinden sonra “Anavatan Partisi’nin” misyonunu üstlenecek bir Genel Başkan bulamadı. Yeri asla doldurulamadı…

Rahmetli Turgut Özal insanların sevgisini öyle durduk yerde kazanmadı. Bir kere Turgut Özal halk adamıydı.

Devlet ile vatandaş arasındaki dengeyi halkının lehine değiştirmek için elinden geleni yaptı. Bunda da başarılı oldu.

Yola “Halka hizmet Hakka hizmettir” parolasıyla çıktı ve birbiriyle kavgalı olan “dört eğilimi” birleştirdi.

Sonra da “halkın devlet için değil, devletin halk için var olduğu” bir sistemi Türkiye’ye yerleştirmeye çalıştı.

Turgut Özal vatandaşı ile arasında sağlam köprüler kurdu. Öyle ki, 1983 ile 1993 yılları arasında ülkenin insanı Turgut Özal’a destek oldu…

Sadece sağlığında değil, aramızdan ayrıldığında da bu millet Turgut Özal’a sahip çıktı. O’nu son yolculuğunda bile yalnız bırakmadı.

Cenazesine Anadolu’nun dört bir köşesinden yüz binlerce insan katıldı. Arkasından “tekbirler” getirip “gözyaşı” döktü.

İnsanlar kendi rızasıyla, gönülleriyle, sevgileriyle “tonton” diye bağrına bastığı Turgut Özal’ı son yolculuğuna uğurladı.

Aradan 22 değil 220 yıl geçse de sevenleri Turgut Özal’ı her zaman sevgi, minnet ve “Rahmetle” anacak…

Evet, Turgut Özal’ın 1993 yılında vefatının ardından Türkiye tam anlamıyla bir “kaosun” içine girdi. Ülke “koalisyon hükümetlerince” yönetilmeye başladı.

Bankalar “hortumlanıp” vatandaşın cebindeki para resmen “gasp” edildi. Ülkeyi yönetenler işçi ve memurun maaşını ödeyebilmek için kapı kapı para dilenmeye başladı.

En kötüsü de “28 Şubat” gibi bir bela inanan insanların üzerine çöktü. Mağdur edilenler ve bu yüzden “intihar” edenler oldu. Aileler parçalandı…

Tamda karamsarlığa kapılıp; “Özal’ın ardından,bu ülkeye böyle bir lider birdaha gelmez” diye düşünürken, “Recep Tayyip Erdoğan” diye bir isim çıktı.

Dava arkadaşları ile “AK Parti’yi” kurup ülkeyi 12 yıl başarıyla yönetti. Memleketi içine düştüğü “kaostan” çekip çıkarmasını bildi.

Türlü badireler, “darbe” girişimi, “suikast” teşebbüsü ve “paralel yapı” ile mücadele edildi. Bunca hengâmenin içinde ülke “İMF” denen sülükten kurtuldu.

Ülke AK Parti ile birlikte Cumhuriyet tarihi boyunca görmediği yatırım ve hizmetlere sahne oldu. Türkiye dünyanın takdir ettiği bir ülke konumuna geldi.

Dolayısıyla, bu ülke insanı “Turgut Özal’dan Erdoğan’a” yapılanları hiç ama hiç unutmayacaktır. Nitekim “Erdoğan’ı” da Cumhurbaşkanı yaparak “vefasını” gösterdi…