Ticaret şehri olarak Mekke, İslam öncesi dönemde (Cahiliye Dönemi) Arap Yarımadası'nın en önemli ekonomik, dini ve kültürel merkeziydi. İşte detaylı bir şekilde Mekke'nin ticaret şehri olma özellikleri...

1. Coğrafi Konum (Doğal Bir Kavşak):
Mekke, Afrika, Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan büyük ticaret yollarının kesiştiği bir noktada yer alıyordu.

Özellikle Baharat Yolu ve Kumaş Ticareti için kritik bir duraktı...

Şehrin etrafındaki sıradağlar ve engebeli araziler, onu dış saldırılara karşı koruyor, tüccarlar için güvenli bir ortam sağlıyordu.

2. Kâbe ve Haram Aylar:
Mekke'nin kalbinde, Arap kabileleri tarafından kutsal kabul edilen Kâbe bulunuyordu.

Yılın dört ayı (Zilkade, Zilhicce, Muharrem, Recep) "haram aylar" ilan edilmişti. Bu aylarda savaş yasaktı ve kabileler güvenle Mekke'ye gelip ticaret yapabiliyor, Kâbe'yi ziyaret edebiliyordu...

Bu dini statü, Mekke'ye sadece ekonomik değil, aynı zamanda "dokunulmazlık" (hürmet) da kazandırıyordu...

Ticaretin İşleyişi...

1. Panayırlar (Esvar)
Mekke'de ve çevresinde, özellikle haram aylarda, büyük panayırlar kurulurdu. En ünlüsü, Mekke yakınlarındaki Ukaz Panayırı idi...

Bu panayırlar sadece mal alışverişinin değil, aynı zamanda şiir yarışmalarının, hitabetin ve kültürel etkileşimin de merkeziydi...

2. İthalat ve İhracat
İthal Edilen Mallar: Genellikle lüks tüketim mallarıydı. Bunların başında Habeşistan'dan getirilen altın, fildişi ve deri; Mısır'dan keten kumaş ve papirüs; Hindistan ve Çin'den baharat, ipek ve kokular; Bizans (Doğu Roma) topraklarından zeytinyağı, şarap ve silahlar gelirdi...

İhraç Edilen Mallar: Mekke'nin kendine has ürünleri sınırlıydı. En değerli ihracatı, bölgeden toplanan deriler (özellikle deve ve koyun derisi), hurmaca ve Arap zamkı idi. Ancak asıl gelir, getirdikleri malları toptan alıp yüksek kârlarla diğer bölgelere dağıtmaktan geliyordu...

3. Kervan Ticareti
Ticaret, büyük deve kervanlarıyla yapılırdı. Mekke'nin en güçlü kabilesi olan Kureyş, bu kervan ticaretini tamamen kontrol ediyordu. Yazın Şam'a (Suriye), kışın Yemen'e büyük kervanlar düzenlerlerdi. Kur'an-ı Kerim'de bile Kureyş suresinde bu duruma atıfta bulunulur:
"Kureyş'in yaz ve kış yolculuğunda uzlaşması ve anlaşması sağlanmıştır"...

Sosyal ve Ekonomik Yapı...

1. Kabile Sistemi ve Ticaret:
Mekke'nin ticareti, kabile yapısı üzerine kuruluydu. En güçlü tüccarlar ve sermaye sahipleri, Kureyş kabilesinin ileri gelenleriydi (Örneğin: Hz. Ebubekir, Hz. Osman ticaretle uğraşırdı)...

Hz. Muhammed (s.a.v.) de gençliğinde amcası Ebu Talip ile birlikte ticaret kervanlarına katılmış ve daha sonra Hz. Hatice'nin ticari işlerini yürütmüştür...

2. Finans Sistemleri:
Riba (Faiz): Ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte tefecilik (faiz) de yaygınlaşmıştı. Borcunu ödeyemeyen kişiler köleleştirilebiliyordu...

Ortaklıklar (Mudarabe): Sermaye sahipleri, sermayelerini tüccarlara verir ve elde edilen kâr belirli bir oranda paylaşılırdı. Bu, İslami finansın temelini oluşturan "mudaraba" sisteminin öncülüydü...

Mekke'nin ticari zenginliği, onu Arap Yarımadası'nın süper gücü haline getirdi.

Bu ekonomik güç, sosyal eşitsizliği de beraberinde getirdi. Köleler, yoksullar ve yetimler toplumun en alt tabakasını oluşturuyordu...

İslam'ın doğuşu, bu ticari aristokrasinin yerleşik düzenine bir meydan okumaydı. İslam, faizi yasakladı, zekâtı emretti ve servetin adilce dağıtılmasını teşvik ederek mevcut sosyo-ekonomik düzende köklü bir değişiklik öngörüyordu...

Özetle, Mekke coğrafi konumu, dini statüsü (Kâbe) ve Kureyş kabilesinin ticari becerisi sayesinde sadece bir dinler şehri değil, aynı zamanda antik dünyanın en canlı ticaret merkezlerinden biri haline gelmişti...

Son cümle...

Mekke'de bulunan neredeyse tüm otellerin altı mini çarşı işlevi görüyor...

Sağlıcakla kalın...