Mübarek Ramazan ayına girdik. Artık bundan sonra STK’ların “iftar” davetleri de ardı ardına gelmeye başlar.

Sanki “iftar” verme konusunda bir mecburiyetleri var. Biri başladı mı diğerleri de ardı sıra “iftar” davetlerine başlıyor.

Hemen hemen her akşam farklı bir yerde farklı bir STK’nın “iftar” daveti olduğunu görmek bize pek doğru gelmiyor…

Bu konuda belediyelerin kurduğu “iftar sofralarını” kesinlikle ayrı tutuyorum. Zira onlar vatandaşa açık “iftar sofraları” kuruyor.

Özel davetiye çıkarıp başta “protokol” olmak üzere belli isimleri “iftar sofralarına” davet etmiyorlar.

STK’ların aksine Sakarya’da ki tüm vatandaşlara bu “iftar sofralarını” açıyorlar. İyi de yapıyorlar…

Doğrusu Ramazanda “sahur” ve “iftarda” aç yatan o kadar çok Müslüman varken STK’ların “karnı tok” olanlara “iftar” vermesi hiç şık olmuyor.

Bunun yerine çeşitli yardım kuruluşları vasıtasıyla ülkemizde ve dünyanın çeşitli yerlerinde “bir lokma ekmeğe muhtaç” olanlara yardım yapılması daha hayırlı olur.

En azından o insanların “kursaklarından” Ramazan boyunca sıcak yemek ve doğru dürüst “aş” geçmiş olurdu…

Elbette Sakarya’da ki bazı STK’ların bu tür yardım kuruluşları vasıtasıyla dünyanın çeşitli yerlerindeki Müslüman kardeşlerimize yardımlar yaptığını biliyoruz.

Sadece STK’lar olarak değil ferdi olarak da hatırı sayılır miktarda yardımlarda bulunduklarını da söyleyebiliriz.

Bizim itirazımız farklı STK’ların bir ay boyunca hep aynı isimlere “iftar sofrası” kurmak yerine, Ramazan’da yardım bekleyen daha fazla insana ulaşılması içindir…

Maalesef öyle “adaletsiz bir dünyada” yaşıyoruz ki, bir yanda kuş sütü eksik “iftar sofraları” kurulurken öte yandan insanlar “iftar” etmek için bir lokma bulamıyor.

Burnumuzun dibinde ve dünyanın bize uzak birçok noktasında Müslümanlar sahurda yedikleri bir kap yemek ile “üç gün oruç” tutmak zorunda kalıyor.

Öyleyse bizim bu Müslüman kardeşlerimizi görmezden gelip “mükellef iftar sofralarında” her akşam “karnı tokları” ağırlamaya hakkımız yok…

Bugüne kadar STK’ların “adet” olduğu üzere her Ramazan’da “iftar” programı hazırlaması pek göze batmıyordu.

Ancak yanı başımızda ve dünyanın çeşitli yerlerinde ki Müslümanların halini gördükçe o “iftar sofralarına” oturmak bizim değil onların hakkı diye düşünüyoruz.

Elbette “tercih sizin” ama her STK “iftar sofrasının”, ihtiyaç sahiplerinin “kursağı” yerine “karnı tokların” bedenine “yağ” olduğunu unutmayın. Afiyet olsun…