Günlerdir siyasetle yatıp kalkıyoruz.

Ancak Cuma sabahı Yalova’da meydana gelen 4,1 büyüklüğünde olan ve Sakarya’da da hissedilen deprem, gündemin sadece siyasetten ibaretten olmadığını hatırlattı.

Tam unutmuşken öyle bir zamanda geliyor ki, ben de varım diyor adeta.

Marmara bölgesini yıkıp geçen 99 depreminde büyük yara alan Yalova’nın yanı sıra İstanbul, Kocaeli ve Sakarya’da yine korkuya neden olan deprem, aslında hiç akıllardan çıkmaması gerektiğini söylüyor bize.

Jeofizik Mühendisleri Odası Yalova Temsilcisi Osman Kendir'in "Marmara'da gerilim arttı her an deprem olabilir. 'Beklenen deprem İstanbul'u değil, Yalovayı vuracak" açıklamasından sadece 16 saat sonra Yalova’da bir deprem meydana gelmesi tesadüf mü yoksa Kendir bu durumu gerçekten doğru mu tahmin etti orası bilinmez.

Ama gerçek şu ki, her an bir depremle yeniden karşı karşıya kalabiliriz.

Uzmanlar, 7 ve üzeri şiddetteki depremlerin 10-30 yıl arasında meydana geldiğini söylüyor.

Ancak bunu gerçekte kim bilebilir ki, her an yıkıcı bir deprem yaşanabilir ve bunun önceden tahmini mümkün değil.

Ne zaman geleceği belli olmayan, şiddetiyle taş taş üstünde bırakmayan, yüzlerce hatta binlerce cana mal olan depremin hayatımızın kaçınılmaz bir gerçeği olduğunu asla unutmamalıyız.

Her zaman söylediğimiz gibi, depreme her an hazırlıklı olmalıyız.

Ama nasıl?

Kişisel olarak alacağımız tedbirleri artık hepimiz biliyoruz.

En önemlisi de binalarımızı sağlam ve az katlı yapacağız.

Gerçi Sakarya’da hala 99 depreminden kalma çok katlı binalar bulunsa da yeni yapılar nispeten depreme daha dayanıklı inşa ediliyor.

Yine de Sakarya’da bir kentsel dönüşüm çalışması yapılmamış olması büyük sıkıntı.

Çünkü 99 depremini az hasarla ya da hasar almadan atlattığı belirtilen binaların tamamı yorgun.

Bu nedenle de en küçük bir sarsıntıda Allah korusun üzücü olaylar yaşanabilir.

Yerel yöneticilerin sık sık dile getirdiği “Depreme hazırlıklıyız” açıklaması yeterli değildir.

Evet, şehirde yatay bir yapılaşma var ama içinde insanların oturduğu eski binalar hala korkutuyor.

Bu binaların can yakmaması için de radikal kararların alınması şart.

Aksi halde yaşanacak üzücü bir olay sonrasında ah vah etmenin kimsenin faydası olmayacak. Yine onlarca can enkaz altında yitip gidecek.