KADINLARI KORUYAMIYORSUNUZ!
CHP Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde TBMM Genel Kurulu’nda CHP’nin önergesi üzerine yaptığı çarpıcı konuşmayla kadın cinayetlerine, 6284 sayılı Yasa’nın uygulanmamasına ve sığınma evi politikalarındaki gerilemeye dikkat çekti. Taşkent, kadınların yalnızca şiddet uygulayan erkekler tarafından değil, devletin koruma yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle hayatını kaybettiğini vurgulayarak, “Koruma kararı varken öldürülen onlarca kadın var. Bu, sistemin iflasıdır. Siz koruma kararı altındaki kadınları bile koruyamıyorsunuz” ifadelerini kullandı. 6284 sayılı Kanun’un uygulanmasında ciddi bir gerileme yaşandığını belirten Taşkent, adli süreçlerde kadınların yalnız bırakıldığını söyledi.

SIĞINMA EVLERİ
Sığınma evleriyle ilgili hedeflerin düşürülmesine de tepki gösteren Taşkent, 2024 için 174 olarak açıklanan sığınma evi hedefinin 2026’da 152’ye düşürüldüğünü belirterek, “Şiddet artarken sığınma evi hedefini düşüren bir bakanlık var karşımızda. Yer yok, kaynak yok, koruma yok, hesap soran yok” dedi. Kadına yönelik şiddetin bir “aile içi mesele” değil, doğrudan siyasal bir sorun olduğunu vurgulayan Taşkent, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışın milyonlarca kadının yaşam hakkına yönelik büyük bir geri adım olduğunu söyledi.

TALEPLERİ SIRALADI
Taşkent, CHP’nin taleplerini şu başlıklar altında sıraladı: Kadınlar için bağımsız bir bütçe kalemi oluşturulması. ŞÖNİM ve sığınma evi sayılarının nüfusa göre artırılması. 6284 sayılı Yasa’nın tüm hükümleriyle etkin uygulanması. İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi. Kadına yönelik şiddet verilerinin düzenli ve şeffaf biçimde açıklanması. Kolluk uygulamalarının etkin şekilde denetlenmesi.

Besilik hayvan krizine neşter! İki kritik protokolle yerli üretim güçlenecek
Besilik hayvan krizine neşter! İki kritik protokolle yerli üretim güçlenecek
İçeriği Görüntüle

KADINLARIN TALEBİ YAŞAMAK
Taşkent, “Bu Meclis her yıl yüzlerce kadını toprağa verirken sessiz kalmamalıdır. Bu Meclis hayatı savunmalıdır” diyerek iktidara çağrıda bulundu. Konuşmasının sonunda isimleri hafızalara kazınan kadınları anan Taşkent, “Rojin’i, Emine’yi, Şule’yi, Özgecan’ı ve ismi kayıtlara bile geçmeyen yüzlerce kadını hatırlıyoruz. Onların ortak bir talebi vardı: yaşamak. Bizim de ortak bir sorumluluğumuz var: onları yaşatmak” dedi. TBMM’ye sundukları araştırma önergesine destek isteyen Taşkent, “Kadına yönelik şiddeti önlemek bir tercih değil, devletin anayasal yükümlülüğüdür. Bugün burada alınacak karar, yalnızca politik bir tutum değil; bu ülkenin kadınlarına verilecek bir sözdür” ifadelerini kullandı.