Dün Yeni Şafak ve Star gazetelerinin manşetlerine taşıdığı “tele kulak” olayını dehşetle okuduk.Meğer devlet içinde çöreklenen ve “paralel yapı” olarak tabir edilen organizasyon tam 3 yıldır 7 bin kişiyi dinlemiş.Dinlenenler arasında siyasetçisinden tutun

Dün Yeni Şafak ve Star gazetelerinin manşetlerine taşıdığı “tele kulak” olayını dehşetle okuduk.

Meğer devlet içinde çöreklenen ve “paralel yapı” olarak tabir edilen organizasyon tam 3 yıldır 7 bin kişiyi dinlemiş.

Dinlenenler arasında siyasetçisinden tutunda, gazetecilerinden işadamlarına kadar neredeyse herkesimden insan var.

Uyduruk bir “terör örgütü” adı altında mahkemeden alınan izinle dinlenen bu isimlerin ne amaçla takibe alındığı ortada…

Tabi bu dinlemenin Sakarya’ya kadar uzandığı aşikâr! Sakarya’dan bazı isimlerinde dinlenen 7 bin kişilik listede yer aldığını gördük.

Şimdi burada bu kişilerin adlarını vermek istemiyorum. Zira yaptığımız haberde de özellikle bu isimleri vermedik.

Gerçi bu isimlerin utanacak bir tarafları yok. Asıl utanması ve arlanması gereken bu isimleri dinleyenler.

Ancak bunların artık şirazesi kaymış. Amaç belli. Ona buna şantaj yapıp ülkenin idaresini bu yolla ele geçirmek…

Bilinen 7 bin kişi. Tespit edilemeyen belki de 10 binlerce insan bu şekilde dinlenip kasetleri hazırlandı.

Allah muhafaza bu yapı şayet amacına ulaşabilseydi bu ülkede tam anlamıyla bir “cadı avı” başlatılacaktı.

Kim bilir belki de binlerce insan bir gecede evlerinden alınıp sorgusuz sualsiz bir hapse atılıp yıllarca eziyet görecekti.

Nitekim Yeni Şafak ve Star gazetelerinin haberlerine göre tezgâh bu şekilde kurulmuş. Hükümet yıkıldığı an toplanacak isimler belirlenmiş.

Bir kere bunların eline düştün mü de, istediğin kadar meramını anlatmaya çalış. İsmini söyleyinceye kadar aradan bir 5 yıl geçer…

Yakın tarihimizde özellikle de 12 Eylül’de yaşananları gördük. 1960 darbesindeyaşanları da kitaplardan okuduk.

Nitekim 12 Eylül’de kaybolan insanların akıbetleri hala daha belli değil. Ne ölüleri bulundu ne de dirilerinden haber var.

İnsanlar sokaktaki simitçisine kadar toplanıp götürüldü. Birçoğundan da bugüne kadar haber bile alınamadı…

Tamda “bugün artık böyle şeyler olmaz” dediğimiz ortamda “paralel yapı” diye bir oluşum ülkenin huzurunu kaçırmaya yetti.

Zira bu yapı bugüne kadar karşılaştıklarımızdan daha tehlikeli! Sizin “Müslüman” olmanız birşey ifade etmiyor. Onlar gibi inanmıyorsanız “katliniz vacip” demektir.

Bu bile devletin içine sızan ve“paralel yapı” denen bu “illegal” oluşumun ne denli tehlikeli olduğunu gözler önüne sermeye yetmektedir.

Kısacası bu ülke siyasetçisi, gazetecisi işadamları ve her bireyiyle bu oluşuma karşı durmalı! Artık “takke düştü” bundan sonra “takke” sahiplerine gereken yapılmalıdır…