Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı “su dolum tesisleriyle” ilgili isim listesinin ardından kafalar iyice karıştı.Buna bir de kasıtlı olarak ortaya atılan söylentiler eklenince, kim kime, neye inanacağını şaşırdı.Bence bu işin tek sorumlusu Sağlık Bakanlığı’d
Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı “su dolum tesisleriyle” ilgili isim listesinin ardından kafalar iyice karıştı.
Buna bir de kasıtlı olarak ortaya atılan söylentiler eklenince, kim kime, neye inanacağını şaşırdı.
Bence bu işin tek sorumlusu Sağlık Bakanlığı’dır. Siz analizlerini yaptığınız “su dolum tesisleri” ile ilgili isimleri parça parça açıklarsanız işte böyle olur…
Düşünüyorum da Bakanlığın bir hafta içinde neden üç defa ayrı ayrı “su dolum tesisleriyle” ilgili açıklama yaptığına bir mana veremiyorum.
Tamam, ülkenin seksen bir vilayetinden aynı anda numune almanız zor. İllerden elinize ulaştıkça tahlilleri yapabilirsiniz.
Ama bu tahlil sonuçlarını diğerleri bitmeden açıklamanın manası yoktu. Raporları bir kenarda tutup diğer “su dolum tesislerinin” sonuçlarını bekleyebilirdiniz.
Raporların yazılı bulunduğu “kâğıtlar da bozulacak” değildi ya! Hepsini biriktirip bir çırpıda açıklanmalıydı…
Herkes merakla “su dolum tesisleri” ile ilgili açıklamayı beklerken önce beş tane “su fabrikasının” ismi açıklandı.
Sonra bir de baktık ki ertesi gün bir on beş “su fabrikasının” daha isimi tek, tek açıklandı.
Yetmedi bir de Türkiye genelindeki yüz kırk bayide satılan “şişe sularının” sağlığa zararlı olduğu ortaya çıktı ve üzerine bu “su firmalarının” isimleri geldi.
Bir de baktık ki “şişe suları” sakıncalı olan “su firmaları” arasında yok yok. Neredeyse bütün markaların “şişe suları” sakıncalı…
İşin tuhafı Bakanlık bir yandan “su fabrikalarının” isimlerini açıklarken öbür yandan da işi yumuşatmaya gitti.
“Damacana suyunda” kirlilik tespit edilen “su firmalarının” diğer ürünlerinde yani “şişe sularında” herhangi bir sıkıntı olmadığını duyurdu.
Sizin anlayacağınız falanca markanın “damacanasından” su içme ama “şişesinden” kana kana su içebilirsin mealinde garip bir açıklama yaptı.
Hal böyle olunca vatandaşın aklı iyice karıştı. Hangi “şişe suyunu” içsin, ne marka “damacana suyu” kullansın şaşırdı kaldı.
Öyle ya, aynı tesislerde dolan “şişe suyunun” içinde “necaset” çıkacak ama “damacana suyu” temiz olunca sorun kalmayacak.
Bu ifade teknik olarak doğru olsa da pratikte bunu sokaktaki insana kesinlikle anlatamazsınız…
İşte bu “bilgi kirliliğini” ortadan kaldırmak adına Sağlık Bakanlığı sil baştan yeni numunelerle daha gerçekçi bir rapor hazırlamalı.
Üstelik bu defa vatandaşın kafasını karıştırmadan yani “damacana su” veya “şişe suyu” diye bir ayırım olmadan net bir açıklama yapmalı.
Zira en sonunda “suyu da sulandırdınız.” Yarın millet çeşme suyuna bir dönerse o zaman görürüm ben sizi…
Next