Ak Parti Adapazarı ilçe seçimi bitti ama yankıları hala sürüyor…İki adayın yarışacağı düşünülen seçime genel merkez müdahale etti. Fatih Kıcır’ın seçimi kazanmasına rağmen görevden alınacağını parti içerisinde nerdeyse bilmeyen yok…Kaldı ki, Fatih Kıcır’a
Ak Parti Adapazarı ilçe seçimi bitti ama yankıları hala sürüyor…
İki adayın yarışacağı düşünülen seçime genel merkez müdahale etti. Fatih Kıcır’ın seçimi kazanmasına rağmen görevden alınacağını parti içerisinde nerdeyse bilmeyen yok…
Kaldı ki, Fatih Kıcır’a sitem edenler akıntıya karşı kürek çekilmeyeceğini bilmelidir…
Bir yola girildiğinde geri dönüşü olmadığını düşünenler yanılır…
Zira Bakan Ayşenur İslam devreye girmeseydi, çift liste bir seçim olsaydı ve o seçimi Fatih Kıcır ve arkadaşları kazansaydı ertesi gün mazbatayı almadan görevden alınacaklardı…
Bu bir risktir…
Gencecik siyasetçilerin bir anda gelecek siyasi hayatlarını heba etmelerine izin verilmemeliydi…
Fatih Kıcır kimseyi yarı yolda bırakmadı…
Kendisine sitem edenler, yükü paylaşmayanlardır…
Heba olacak olan Fatih Kıcır’ın kendisini öne sürenler değil…
Genel merkez Fatih Kıcır’ı çağırmayıp kendisine talimat verilmeseydi ve bunun sonucunda adaylıktan çekilseydi, o zaman arkasında duran delegenin “neden çekildin” sorusu haklı bulunurdu…
Neden adaylıktan çekildin sorusuna verilecek cevabı zaten basın aracılığı ile kamuoyuna duyurdu…
Dolayısıyla Fatih Kıcır’ı anlamsızca eleştirmek beyhudeliktir…
Bir anekdot anlatmak istiyorum…
Seçime bir gün kala Mustafa Ak’ın verdiği dayanışma yemeğine katılanlardan biri, Fatih Kıcır’ı desteklediğini zannettiği şahsa “muhalif kanatta yer aldın galiba” demesi üzerine aldığı; “bu mesele Mustafa Ak veya Fatih Kıcır meselesi değildir, bu mesele Ak Partililik meselesidir” şeklindeki cevabın üzerinden 24 saat geçmeden yapılan kongrede Mustafa Ak’ın listesinde ismini göremeyince demediği sözü bırakmadı…
Parti içi muhalif olmaz…
Muhalif gördüğünüz insanlar bu partinin hizmetkarı ve üyesidir…
Muhalif gözüyle parti içi hizmet yarışında rakibine bakanlar, muhalefet sözcüğünü ağızlarına alacak en son kişilerdir…
Ayrıca bu partiye zamanında etmediği hakareti bırakmayanların, maalesef yönetim listesine alınması da istişare meclisinin tam işlemediğini gösteriyor…
Sözde istişare ile ne liste yapılır ne üst kurul delegesi seçilir…
Nasıl olsa genel merkez bizi tek liste ile seçtirecek düşüncesine kapılıp, yönetim listesini ve üst kurul listesini tek merkezli kişi ya da kişilerin isteğine göre doldurmak da istişare değil adamcılıktır…
Hep ne dedik, geniş tabanlı istişare…
Eğer istişare dar anlamda yapılırsa ne yönetimdeki isimler tabanı temsil eder ne de üst kurul delegeleri…
Bilmem anlatabildim mi?
Sağlıcakla kalın...
Next