Cuma akşamı başlayan “kalkışmanın” üzerinden zaman geçtikçe “darbe” girişimiyle ilgili detaylar da ortaya çıkmaya başladı.
Ne yalan söyleyeyim olan bitenlerin detaylarını gördükçe, yazılan çizilenleri okudukça adeta kanım dondu.
Bu kadar “hainlik” böylesi “alçaklık” ve “gözü dönmüşlüğe” herhalde tarihin hiçbir döneminde rastlanmamıştır…
Günahsız insanların üzerine ateş açmak, “tanklarla” üzerlerinden geçmek, “savaş helikopterlerinden” önüne gelene ateş etmek inanılır gibi değil.
Savaş uçakları ile TBMM başta olmak üzere bomba yağdırmak, “Mehmetçiğine” ve “polisine” ateş açmak, devletin en kritik noktalarını yerle bir etmek akıl karı iş değil.
Ancak insanlıktan çıkmış, kendi insanını ve devletini “düşman” gibi gören bir zihniyet bu kadar “kudurmuşluk” gösterebilir…
Allah muhafaza bu işi tersinden düşünüp bu “kalkışmanın” başarılı olması halinde başımıza neler geleceğini düşünmek bile istemiyorum.
Muhtemelen “FETÖ” denen örgütün “hainleri” hepimizin derilerini diri diri yüzer üzerine de tuz basardı.
Kendilerinden olmayan ne kadar insan varsa sorgusuz sualsiz “infaz” edilir birçok insanın da izine rastlanmazdı…
Peki, tehlike geçti mi? Birçok uzmana göre henüz geçmedi. Bize sorarsanız biz de aynı kanaati taşıyoruz.
Zira “kalkışmanın” silahlı yani “askeri” boyutunun “dehşeti” ne kadar önemli ise perde arkasında “hazır asker bekleyenlerin” duruma da bir o kadar önemli.
“FETÖ’nün” bürokraside, belediyelerde ve hatta siyasette “çöreklenen” unsurları “darbenin” gerçekleşmesi durumunda göreve gelmek için bekliyordu…
Dolayısıyla bu unsurların şu andaki pozisyonunun ne olacağı, nasıl bir tavır takınacakları bilinmiyor.
Halen bulundukları kurumlarda, belediyelerde ve siyasi kadrolarda görevlerinin başında olan bu “haşhaşilerin” ne zaman ne yapacakları belli olmaz.
Bu anlamda da uyanık olmak ve gerekli tedbirleri almak zorunluluğu olduğunu unutmamak gerekir…
Kaldı ki, soruşturmalar kapsamında kamuda, belediyelerde ve siyaset içinde ki “haşhaşilerin” listelerine de ulaşılmaya başlandı.
Zamanını bilemem ama eninde sonunda sıra kamu kurumu, belediyeler ve siyasete de gelecek. Sakarya’daki bazı isimlerin de şimdiden “ateş” alması bunu gösteriyor.
Bazı açıklamalarla, sudan ucuz icraatlarla kendinizi kurtaracağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. “Sırada kamu kuruşları, belediyeler ve siyasiler var.” Bundan kaçış yok…