Şu “gezi parkı” olayları artık kabak tadı verdi. Taksim’deki alan “gezi parkı” olmaktan çıktı “marjinal” grupların karargahı haline geldi.Nitekim polis buna meydan vermemek adına “gezi parkındaki” bazı “marjinal” gruplara müdahale etti.Kurulan barikatları

Şu “gezi parkı” olayları artık kabak tadı verdi. Taksim’deki alan “gezi parkı” olmaktan çıktı “marjinal” grupların karargahı haline geldi.

Nitekim polis buna meydan vermemek adına “gezi parkındaki” bazı “marjinal” gruplara müdahale etti.

Kurulan barikatları kaldırıp etrafa asılan ve kimsenin tasvip etmediği bez parçalarını kaldırdı.

Doğrusu da buydu. Düne kadar kimsenin tasvip etmediği bu örgütlerin sözde bayrakları Taksim’e hiçde yakışmadı…

En çok da kafama takılan Taksim’deki Atatürk Anıtı’nın bez parçalarına maruz kaldığı o işgal.

Meydana hangi grup gelse O Anıta bir bez asmış. Bölücü ne kadar “illegal örgüt” varsa Atatürk Anıtı’nın bir köşesini işgal etmiş.

Sorsanız hepsi Atatürk’ü çok sever ve hepsi de O’nun gençliğidir. Ancak O Anıta yapılan saygısızlık hiç de öyle olmadıklarını gösteriyor…

Aslına bakarsanız “gezi parkı” eylemi içinde yer alan “masumane” insanlar Atatürk Anıtı’nda ki bu “kepazeliğe” izin vermemeliydi.

Ancak “bir avuç insan” bütün “gezi parkı” eylemcilerini esir aldı. Oradaki topluluğa hâkim olunca olanlar oldu.

Başta “Atatürk Kültür Merkezi” olmak üzere “Atatürk Anıtı” daha önce ismini bile duymadığımız grupların “işgaline” uğradı…

Oysa Türkiye’nin her hangi bir yerinde Atatürk Anıtı aynı muamelenin binde birine maruz kalsa “çirkin saldırı” diye haber yapılırdı.

Sadece haber yapılmakla kalmayıp bu iş “muhafazakâr” kesime mal edilirdi. Yapılan yorumlarda da bu “muhafazakâr” kesim “Atatürk düşmanı” ilan edilirdi.

Bugün Taksim’deki Atatürk Anıtı ne kadar “marjinal” grup varsa hepsinin “yazı tahtasına” dönüşmüş ama kimsenin sesi çıkmıyor…

Evet, gayet “masumane” başlayan “gezi parkı” olaylarının geldiği noktaya neresinden bakarsanız bakın amacını aştığını görüyorsunuz.

Her akşam gürültü patırtı, her akşam kavga dövüş, artık “gına” geldi. Olayları evinden izleyen vatandaş artık “haber” izlemez oldu.

Zira artık vatandaş da her akşam Taksim’de ki aynı görüntüleri görmekten, duymaktan, izlemekten bıktı…

Neticede polis “gezi parkındaki” bu kargaşaya son vermek adına meydandaki “marjinal” gruplara müdahalede bulundu.

Ve bu durum o “marjinal” grupların gerçek yüzünü bir kez daha ortaya çıkardı. Ne kadar hazırlıklı olduklarını gösterdi.

Daha müdahale başlar başlamaz “molotoflar”, kesici aletler vs. ortaya çıktı. Bir anda polise saldırmaya başladılar.

Son olarak şunu hatırlatmakta yarar var. Bu ülkedeki “sessiz çığlık” her zaman belirleyici olmuştur. Bugün bu “çığlık” her zamankinden de daha fazla yükseliyor…