Karasu Belediye Başkanı Mehmet İspiroğlu ve Pamukova Belediye Başkanı Cevat Keser’in partilerinden istifa edip AK Partiye geçmesi olay oldu.Bazıları, Mehmet İspiroğlu ve Cevat Keser’in partilerinden istifa edip AK Parti’ye geçmelerinin “etik” olmadığını s

Karasu Belediye Başkanı Mehmet İspiroğlu ve Pamukova Belediye Başkanı Cevat Keser’in partilerinden istifa edip AK Partiye geçmesi olay oldu.

Bazıları, Mehmet İspiroğlu ve Cevat Keser’in partilerinden istifa edip AK Parti’ye geçmelerinin “etik” olmadığını savunuyor.

Bana sorarsanız, bende mensubu bulunduğunuz partiden istifa edip bir başka partiye geçmeyi doğru bulmuyorum.

Ama siyasette bunun örneklerini çok gördük ve hala daha görüyoruz. Dolayısıyla ilk defa böyle bir olayla karşı karşıymışız gibi davranmanın âlemi yok…

Elbette bunu “siyaseten mi” yaptılar, yoksa “gönülden mi” onu bilemeyiz. Bu tamamen onların “vicdanlarıyla” ilgilidir…

Tabi bu eleştirileri yapanlara şunu da sormak gerekir. Diyelim ki, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, AK Parti’den istifa edip CHP veya MHP’ye geçti.

Acaba bugün İspiroğlu ve Keser’i “etik” davranmamakla suçlayanlar acaba yine aynı haberleri veya yorumları yapacaklar mıydı?

Elbette bu soruya cevap vermek için “kahin” olmaya gerek yok. İnternet haber siteleri olayı anında “flaş, flaş, flaş” veya “şok haber” şeklinde verecekti.

Gazeteler ise manşetlerini “Sakarya AK Parti’de deprem” veya buna benzer başlıklarla okuyucularının karşısına çıkacaktı.

Günlerce hatta haftalarca bu haber ve yorumlar gündemde kalacak ve içinde “etik” kelimesi asla olmayacaktı.

Tam tersi Zeki Toçoğlu’nun ayaklarına güller serilip ne kadar doğru bir iş yaptığı yazılıp çizilecekti…

Aslına bakarsanız İspiroğlu veya Keser yakalarına CHP “rozeti” taksaydı bugün kimse bunları konuşuyor olmayacaktı.

Belki gündeme gelecekti ama her iki belediye başkanı da bu kadar ağır eleştirilere maruz kalmayacaktı.

Bugün sistemli olarak yürütülen “etik” ve buna yakın haber ve yorumların nedeni her iki belediye başkanının da AK Parti’ye katılmalarından kaynaklanıyor…

Bunun en bariz örneği olarak geçtiğimiz günlerde Saadet Partisi’nde yaşanan “toplu katılım” törenidir.

Bu törende Saadet Partisi’ne içlerinde AK Partili ağırlıklı olmak üzere diğer partilerden de katılım oldu ve rozetler takıldı.

Bu olurken kimsenin aklına “etik” gelmedi. Hatta kimse bu “toplu katılım” töreni basında haber olarak itibar bile görmedi…

Yukarıda belirttim, bir defa ifade etmekte yarar görüyorum. İsmi ve makamı ne olursa olsun partiler arası geçişleri bende doğru bulmuyorum.

Ama her ne olursa olsun kimsenin de “vicdanına ipotek” koymak gibi bir lüksüm olmadığını da biliyorum.

 

Netice itibariyle yapılan eleştirilerin bazılarına katılmakla birlikte “Sen misin AK Parti’ye geçen” tarzı “hasmane” bir yaklaşımı da doğru bulmuyorum…