Dünkü “SEAH’ta Mahremiyete Dikkat Ediliyor mu?” başlıklı makaleme, SEAH yöneticisi ve Başhekim vekili Dr. Ali Aydın, mahremiyete önem veren hasta ve hasta yakınları için müjdeli haberi telefon görüşmemizde verdi…Dünkü makalemde ne yazmıştım?Önce o yazımda
Dünkü “SEAH’ta Mahremiyete Dikkat Ediliyor mu?” başlıklı makaleme, SEAH yöneticisi ve Başhekim vekili Dr. Ali Aydın, mahremiyete önem veren hasta ve hasta yakınları için müjdeli haberi telefon görüşmemizde verdi…
Dünkü makalemde ne yazmıştım?
Önce o yazımdan kesitler vereyim ki konu iyice anlaşılsın…
“Geçen gün bir hasta yakını beni aradı…
Dedi ki; üçüncü katta eşim kadın doğum bölümünde doğum yaptı…
Doğumhanenin olduğu katta hasta mahremiyeti hak getire…
Neden diye soracak oldum…
Lafını hiç kesmeden, sözüne devamla: Yoğun bakım orada…
Ameliyathane orada…
Kadın doğum orada…
Anjiyo orada…
Bekleme salonu da orada…
Bekleme salonunun tam karşısında da doğumhane var…
Doğumhanenin kapısı devamlı açılıp kapanıyor…
O sırada doğum yapan bir kadının mahremiyeti gözler önüne seriliyor…
Bir kere bu katta hasta yakını olmamalı…
Kadın ameliyata girecek, mahrem yerleri açık bir şekilde milletin ortasından geçiyor…
Ha keza hamile kadınların durumu da aynı…
Neden bu kata hasta yakınlarına bekleme salonu yapıldı, bilmiyorum…
Açıkçası mahremiyet kalmadı”…
İşte bahse konu olan bu yazıma, hastane yöneticisi Sayın Aydın içtenlikle ve teşekkür ederek cevap verdi…
Sayın Aydın konuya dair ekibinin (göreve geldikleri gün) olayı çözüme ulaştırmak için çok çaba harcadıklarını ve bir hafta içerisinde meselenin tamamen çözüme kavuşacağını söyledi…
Ayrıca kendilerinin ve tüm personelin, mahremiyet konusuna önem verdiklerini, söyledi…
Sayın Aydın’ın anlattıklarına bakılırsa; iş ve toplum hassasiyetlerine duyarlı yöneticilik anlayışıyla idarecilik yaptığını düşünüyorum…
Mahremiyet konusuna nitelik ve nicelik açısından değer vermesini de önemsedim…
Bizim amacımız kimseyi yermek değildir…
Nihayetinde kamuoyu görevi yapıyoruz…
Unutulan, aksatılan ne varsa onu gündeme getirmek bizim görevimizdir…
Sağlıcakla kalın…
Next