Her Ramazan’da sürekli aynı konu gündeme geliyor.
Oruç tutana saygı! Tutmayana saldırı!
Ramazan’da nedense bu konu birileri tarafından ısıtılıp ısıtılıp ortaya konuyor.
Malum çevreler, oruç tutanları küçük düşürmek, aşağılamak, tutmayanların da özgürce, istedikleri gibi yaşayamadıklarını vurgulamak için hep aynı konuyu önümüze getiriyor.
Şöyle kısa bir araştırma yaptım. Bu konuda en fazla sesini yükseltenler, oruç tutmayanlar.
Hem de söyledikleri hiç değişmiyor.  Oruç tutanlar saygısız ve tutmayanlara hoşgörü göstermiyor. Kendileri ise tutmadıkları için mağdur duruma düşüyor.
Tabi burada şunu da sormak lazım. Acaba neden hep oruç tutmayanlar saygı bekliyor, o da ayrı bir konu.
Sadece Ramazan’da ya da sadece oruç için değil, her konuda karşılıklı saygı gerekmiyor mu?
Başka zaman hiçbir şekilde gündeme gelmeyen saygı ve hoşgörü konusu, Ramazan ayında tavan yapıyor nedense.
Neden; çünkü hepimiz Ramazan ayına manevi bir değer yüklüyoruz. Diğer aylardan daha kıymetli olduğunu, oruç tutan da tutmayan da biliyor.
İnanç konusunda daha zayıf olanlar ise, diğerlerinin hassas olduğu Ramazan ve oruç konusunu, özellikle gündeme getirip damarına basıyor.
Eskiden gayrimüslimler ile Müslümanlar bir arada güzelce yaşamayı bilmiş. Bir gayrimüslim, Müslüman komşusunu iftara davet edecek kadar nazik, bir Rum da iftara kadar hiçbir şey yemeyecek kadar saygılıymış. 
Ama bugün gelinen noktaya bakıldığında olayın inanca saygı olmaktan çok uzaklaştığını görmek, gerçekten de insanı üzüyor.
İslamiyet’in şartlarından biri olan orucun, insanlar arasında bu denli tartışma konusu olması, bu tartışmanın da hep saygı ve hoşgörü noktasında birleşmesi çok düşündürücü.