MHP’den Tuğrul Türkeş’in, Başbakan Davutoğlu’nun “Seçim Hükümeti’nde” yer alması adına “Bakanlık” teklifine “evet” demesinin ardından kızılca kıyamet koptu.

Başta Devlet Bahçeli olmak üzere birçok MHP’li anında Tuğrul Türkeş’i “linç” etmeye başladı. Ne “satılmışlığı” kaldı, ne “dönekliği” ne de “hainliği.”

Sanki vatanı sattı veya babası Rahmetli Alparslan Türkeş’in davasına “ihanet” etti. Yaptığı sadece “kuzgunun leşe” üşüşmesine engel olmaktı…

Şimdi Tuğrul Türkeş’i “linç” etmeye kalkanlara şunu sormak lazım. Hani; “söz konusu vatan ise gerisi teferruattı?” N’oldu da birden bire “teferruata” takıldınız?

Yoksa tam tersi olup “teferruat” devletin önüne mi geçti? Sahi n’oldu da panik içinde “teferruatla” uğraşır oldunuz?

Bu “devlete” omuz vermeniz gerekirken, hükümet kurulmasın, ne olursa olsun havasındasınız. Bu nasıl vatanseverlik…?

Bu arada önüne gelene “hain” damgası vuranlara tarihte Yavuz Sultan Selim’in verdiği bir dersi hatırlatmakta yarar var.

Bu yazıyı geçen gün Facebook’ta hesabı bulunan “Ahmet Faruk Şenkaya’nın” sayfasında okumuştum.

“Yavuz Sultan Selim Han’ın ihanete cevabı” başlığı altında yayınlanan bu yazıyı okuyunca belki kime “hain” dendiğini öğrenmiş olursunuz. İşte o yazı…;

“Bir gün Padişah Yavuz Sultan Selim pazarda gezerken keklik satılan bir tezgahgörür ve keklik satılan tezgaha yönelir.

Bütün keklikler bir altındır. Fakat bir tanesi kafes içindedir ve değeri 100 altındır. Yavuz Sultan Selim sorar; ‘Bunlar bir altın da bu neden 100 altın?’

Satıcı: ‘Hünkârım, 100 altınlık olan ötüşüyle diğer keklikleri kendine çeker ve yakalanmalarını sağlar’ diye cevap verir…

Yavuz Sultan Selim 100 altını çıkarıp adama verir ve ‘Ver o kekliği bana! der.’ Bu olay karşısında herkes şaşkındır.

Ahali, ‘koca Padişah ne yapacak acaba bir kekliği’ diye düşünürken, Yavuz Sultan Selim, kekliğin kafasını tuttuğu gibi gövdesinden ayırıverir.

Sonrada olan biteni şaşkınlıkla izleyen ahaliye dönüp; ‘Kendi ırkına ihanet edenin sonu budur!!!’ der…”

Kimse kusura bakmasın; Tuğrul Türkeş o “yüz altınlık keklik” gibi olmadı. Doğru olanı yaptı. Ülkeyi hükümetsiz bırakıp, “şer” güçlerin ekmeğine “yağ” sürmedi.

Belirsizlik ortamını fırsat bilen “PKK’nın” ortalığı daha fazla “kan gölüne” çevirip anaların ağlamasına oturduğu yerden seyirci kalmadı.

Dolayısıyla ağızlarına ikide birde “satılık, hain ve döneklik üzerine” lafları “pelesenk” edenlere duyurulur…